Ta 2019 yılından beri yerel halk, çevre örgütleri ile maden şirketi arasında süren bir mücadele alanı Akbelen Ormanı…
Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin linyit sahalarını genişletmesine karşı açılan onlarca davaya, bilirkişi raporlarına karşın ağaçların katliamları sürüyor. Ama direniş de pes etmiyor.
Peki bir soru: Siyasetçilerin yapamadığını halk yapabilir mi? Şöyle açayım… Biliyorsunuz genel seçimlerin hemen ertesinde yaşanmaya başlanan yılgınlık halini, siyasete, hatta demokrasiye olan inancın tuzla buz olmasını, iktidar eliyle oluşturulan tüm olumsuzluklar (zamlar, çevre katliamları, dinsel istismarlar, kadına şiddetin katlanarak sürmesi…) karşısında muhalefet partilerinin verdikleri tepkilerin bile anlamını yitirmiş olduğunu… Ali Yaycıoğlu geçtiğimiz günlerde bir söyleşide şu soruyu ortaya atmıştı: Siyasi partilerin çerçevesine sığmayan bir demokratik uyanış nasıl sağlanır?
Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı başlayan direniş bir anda bir “demokratik uyanışa” dönüşmüştü aslında. Bunun pratiği yapıldı, biliyoruz. Suyu yavaş yavaş ısıtılan kurbağalara dönmemek için bir şekilde bir demokratik uyanışı harekete geçirmek zorundayız. Başka yolu var mı?