Esad’a aylar ve haftalarla ömür biçenler, üç sene evvel Şam’a gireceğini zannedenler hâlâ ülkeyi yönetiyor ve ülkenin Suriye politikasına karar veriyor.
Batı’nın ve Türkiye’nin desteklediği ‘ılımlı’ olduğu iddia edilen Özgür Suriye Ordusu bugün neredeyse bir tabela örgütü.
Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’nin Selefi örgütleri desteklediği bir sır değil. Ahrar el Şam örgütü, devlete Twitter hesabından TRT’nin haber programlarının duyurusunu paylaşacak kadar yakın.
Şiddet ve Selefi cihatçılık IŞİD eliyle öyle bir seviyeye geldi ki El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ya da Ahrar el Şam’ın ‘ılımlı’ ilan edilmesine ramak kaldı. Yakın gelecekte Selefiliğin hızla Türkiye dahil siyasal İslamcılığın ‘ana akım’ fikri olma ihtimali hiç ama hiç düşük değil.
Elbette savaşın bu hale gelmesinde Ortadoğu’ya müdahale edip ortalığı dağıtan sonra da bölgeyi bu dağınıklıkla baş başa bırakıp çekilen ABD’nin sorumluluğu var.
Elbette Esad dahil eli kanlı diktatörlerin payı var. Enerji yolları, doğal kaynaklar vs. zaten onların hep payı var. Fakat ham bir hayal uğruna Selefi örgütleri destekleyip onlara göz yumanların da payı büyük. Dün buna göz yumanlar bugün insan kaçakçılığı çetelerine göz yumuyor.
O botlarda boğulanların on binlercesini Türkiye sahillerinden çeteler kaçırıyor.