Geçen gün Başbakan Binali Yıldırım’ın Adalet Yürüyüşü için söylediklerini hatırlayalım: “Bu yürüyüş, milli bir yürüyüş değildir.”
Böylelikle milletin yarısı da Başbakan eliyle gayri milli ilan edilmekte. Oysa sayın Başbakan’ın anlaması gereken Adalet Yürüyüşü’nü tam olarak da bu söylemi besleyen anlayışın doğurduğu.
Millet dışı kategorisine sokulan toplum kesimlerine hukuk devletinin en temel ilkeleri dahi lüks. Sayın Cumhurbaşkanı anayasal bir hak olan yürüyüşü, hükümetin bir lütfu diye sunuyor.
Millet dışı görülenlere farklı, iktidar taraftarlarına farklı hukuk uygulanıyor. Bu, milleti bölmenin, ayrıştırmanın doğal sonucu. İnsanların “medeni ölü” konumuna yerleştirilmesi, vatandaşlıktan ve insan olmaktan kaynaklanan “adil yargılanma” haklarının kaldırılması adalet kavramını ortadan kaldırır.
Adalet ortadan kalkarsa devletten geriye ne kalır?
İktidar, kendinden olmayanın vatandaş ve hatta insan niteliğini çiğnemektedir.
Bunun adı terörle mücadele değil. Bu terörle nasıl mücadele edilmeyeceğinin bir örneği.