Yine, hukuk denilen metinlerin egemen sınıfın çıkarlarına dokunulduğunda nasıl da bir paçavra gibi buruşturulup atıldığını göreceğiz. Yıllarca hukuk okuyan ve hukuksal düzlemde köylülerin haklarını savunmak için tüm bilgisini ortaya koyan avukatların yaka paça gözaltına alınmaları devletin büründüğü hukuk devleti maskesini de düşürmüş oldu. Yazılı olan ve olmayan tüm hukuksal metinlere, vicdana, akla, izana ve ahlaka aykırıdır Akbelen Ormanı’nın kesimi. Sadece İkizköylülerin değil ormanda yaşayan milyonlarca canlının yaşam haklarını ellerinden almaktır.
Küresel ısınmanın yakıcı etkisini her geçen gün iliklerimize kadar duyumsadığımız bir süreçte, ülkemizi ve kuzey yarım küreyi kasıp kavuran cehennem sıcaklarında orman katliamı yapmak ancak bütün duyuları körleşmiş bir rejimin ve sistemin yapacağı bir akılsızlık ve delilik halidir. Olan biten de tam budur aslında; dünya bir akılsızlık çağının tam ortasında. Ya kendi yarattığımız, kendi türümüzle birlikte milyonlarca canlının yaşamlarına mal olacak bu gidişatı durduracağız, ya da hep birlikte yok olacağız.
Bir varlık ve yokluk savaşının tam ortasındayız. Yaşamdan, emekten, doğadan yana olanlar kazanırsak bir şansımız var. Aksini tanımlayacak cümleler kurmak bile istemiyorum.