Erdoğan’ın vizyonunda plan, hükümetin riayet etmesi gereken bir şey değildi. Zaten hükümet hiçbir biçimde sınırlandırılamazdı. O kadar ki, yargı ve yasama dahi hükümetin kontrolünde olmalıydı. Planı yapacaksa da hükümet yapardı. Uyarsa uyar, uymazsa da uymazdı. Bu kapsamda, kapatılan DPT’nin yerine Kalkınma Bakanlığı kuruldu. Hükümetin dışındaki planlama kapasitesi hükümete dahil edildi. Böylece kalkınma planlarının dili de değişti, siyasileşti, ciddiyeti kayboldu.
Fakat bir bakanlığın 5 yıllık plan hazırlaması da tuhaf bir yöntemdi. Bakan değişse ne olacaktı? Nitekim öyle de oldu. Kalkınma Bakanlığı öyle önemsiz hale getirildi ki, 7 Haziran – 1 Kasım 2015 Arasında kurulan geçici hükümette Kalkınma Bakanlığı HDP’ye verildi.
Kalkınma Bakanlığı’ndan da istenen verim alınamamıştı. Erdoğan, planı yürütmenin içine yedirmek istiyor, tümüyle kendisine bağlamayı amaçlıyordu. Bakanlık bile olmamalıydı, Cumhurbaşkanı’nın altında bir birim yapmalıydı planı. 16 Nisan 2017 Referandumu ile getirilen Başkanlık Sistemi’nde arzu ettiği oldu. Artık 5 yıllık planları Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı hazırlıyor.