Maslak’ta belediye otobüsünde Ayşegül Terzi adlı bir kadına şort giydiği gerekçesiyle saldıran Abdullah Çakıroğlu’nun dokuz yıl dört aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi.
Kartal’daki Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya, sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile İstanbul ve İzmir baroları ile Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu avukatları katıldı. Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın da izlediği duruşmada çok sayıda avukat davaya müdahil olma talebi bulundu.
Duruşma salonuna ailesi ve avukatlarıyla giren Terzi’nin, saldırganın salona getirildiği sırada ağladığı görüldü.
‘Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor’
Duruşmada savunmasını yapan Abdullah Çakıroğlu, Terzi’nin ‘oturuşunun müstehcen’ olduğunu söylediğini, ancak kendisini umursamadığını, bu durumu hazmedemediğini söyledi.
“Bunların kafasını koparmak lazım” gibi bir söz söylemediğini savunan Çakıroğlu, cezaevinde darp edildiğini iddia edip kendisi şu sözlerle anlattı: “Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne-baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu. Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor. Gayrimüslimse kendini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi halde insanın şehvet duygusunu uyandırıyor. Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum. Kendisi umursamadı, hiç oturuşunu düzeltmedi. Cünup kelimesi bana aittir. Bu kelimeyi kullandım. Otobüsün içinde bir grup beni dövdü.”
Çakıroğlu, Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi’nde 14 gün tedavi gördüğünü ifade ederek “Başka da bir sağlık kurumunda tedavi görmedim. İzmit bölgesinde de bir hocaya gittim. Orada beni okudular. Cinler musallat olmuş bana öyle dediler” iddiasında bulundu.
Kendi kendisine konuşmaya başlayınca daha önce Ege bölgesinde tedavi gördüğünü öne sürdüğü bir ‘hoca’yı arayıp kendisine ilaç göndermesini söylediğini aktaran Çakıroğlu, “2-3 gün üst üste nöbete kalınca da psikolojim arttı. Konuşmalarım arttı. Bu artınca bu otobüsteki hadise vuku buldu” dedi.
‘Eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyorum’
Mağdur Ayşegül Terzi de olay anının şöyle anlattı: “Paraya ihtiyacım vardı, kendime nöbet yazdırmıştım. Gece nöbetimi tuttum. Sabah nöbetten çıktım. Üzerimde sivil kıyafetim vardı. Otobüste boş koltukta ters bir şekilde oturdum. Sanığı hiç görmedim. Bayram sabahıydı. Telefonda müzik dinliyordum ve bayramlaşıyordum. Yüzüme biri birden tekme attı. Ne olup bittiğini anlamadım. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim. Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Elimdeki poşetleri bacağımın üzerine koydum. Bacağım kapalıydı.”
“Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum” diyen Terzi, karakolda söylediklerinin tam olarak kayda geçirilmediğini, daha iyi tedavi olmak için de kendi çalıştığı hastaneye gittiğini söyledi.
Terzi, “Yaptığı eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyorum. Evime çok yakın oturuyor. Ben bunu bana tekrar yapabileceğini düşünüyorum. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum” dedi. Terzi’nin ifade verirken ağladığı görüldü.
Raporlar tam değil diye tahliye
Mahkeme, sanığın daha önce Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi’nden alınmış raporlarının hastaneden istenmesine ve sanığın İstanbul İl Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nden özel güvenlik görevlisi dosyasının istenmesine karar verdi.
Sanığın ilerde alınacak raporda kısmi ya da tam akıl sağlığı bozukluğunun tespit edilme ihtimalini dikkate alan mahkeme Çakıroğlu’nun tahliyesine karar verdi. Duruşma 21 Aralık tarihine ertelendi.
Tahliye kararının üzerine Ayşegül Terzi’nin avukatı, “Müvekkilimin başına ya bir şey gelirse…” diye karar tepki gösterdi.
Mahkeme hakimi ise, “Şu an hastaneye sevk edilecek bir durumu yok. Başka bir girişimde bulunursa bildirirsiniz” dedi.
Mahkeme, Çakıroğlu’nun Terzi’nin ev ve iş yerine altı ay boyunca yaklaşmaması yönünde karar verdi.
‘Öldürecek beni’
Duruşma salonunda bulunan izleyiciler tahliye kararına tepki gösterirken Ayşegül Terzi ağlamaya başlayarak, “Öldürecek beni” diye bağırdı. Salondaki izleyiciler hem hakime hem de sanık avukatına tahliye kararı nedeniyle tepki gösterdi.
Çakıroğlu hakkında hazırlanan iddianamede, sanığın, ‘inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’, ‘Kasten yaralama’ ve ‘hakaret’ suçlarından toplam iki yıl yedi aydan dokuz yıl dört aya kadar hapsi isteniyor.
Ne olmuştu?
İstanbul’da hemşirelik yapan Ayşegül Terzi, çalıştığı hastaneden çıkıp evine giderken bindiği otobüste, Abdullah Çakıroğlu’nun saldırısına uğramış, saldırganın kendisine “Şort giyenler ölmeli” diyerek sözlü sataştığını, ardından da otobüsün demirinden destek alarak yüzüne tekme attığını anlatmıştı.
Terzi’nin basına giderek saldırıyı anlatması sayesinde duyulan olay, kamuoyunda ve sosyal medyada büyük tepki çekince, 35 yaşındaki özel güvenlikçi Çakıroğlu gözaltına alınmıştı.
Çakıroğlu, ilk ifadesinde “Giydiği şort ortama uygun değildi. Bu nedenle sinirlenip hareketi yaptım” demiş, adliye yolunda da şunları söylemişti: “Arkadaşlar her şey kontrol altında… Sıkıntı yok gerekli izahatları yapacağım… Vandalların saldırısına uğradım… 20 tane solcu terörist bana saldırdı… Her şey İslam hukukuna göre oldu.” Ancak Çakıroğlu, bu sözlerine karşın adliyeden serbest bırakılmıştı.
Daha sonra hakkında yakalama kararı çıkarılarak gözaltına alınan Çakıroğlu, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ ve ‘İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlarından tutuklanması talebiyle sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştı.