Bir insan, hangi durumlarda, hangi şikâyetlerle acile başvurur? Kalp krizi, apandisit, trafik kazası, yaralanma, böbrek ağrısı gibi şikayetler; hayatı tehdit eden durumlar, değil mi?
Peki bir insan hayatı boyunca kaç defa “acillik” olur? Normalde üç, beş, hadi on, diyelim. Peki Türkiye’de nasıl oluyor da her bir vatandaş ortalama yılda iki defa “acillik” oluyor?
Cevabı herkes biliyor. Bugünlerde acil olan olmayan herkes acile gidiyor. Nedenini de herkes biliyor. Çünkü vatandaşlar internette, telefonda günlerce, haftalarca uğraşsa da devlet hastanelerinde randevu düşüremiyor.
Bu durumda sağlık hizmeti alabilmek için geriye iki yol kalıyor. Birincisi yığınla para ödemeyi göze alıp özel hastaneye gitmek. İkincisi de bir devlet hastanesinin acil servisine başvurup şansını orada denemek.
Aslında bu tür “acil olmayan acil” hastalar eskiden de vardı. Ama toplamın içinde böyle büyük bir yekun tutmazlardı. Şimdilerde ise büyük çoğunluğu oluşturuyorlar.