SON birkaç yıldır farklı ülkelerdeki farklı eğitim uzmanlarının “Aman yapmayın” dedikleri bir hata nedense bizde de ısrar ve inatla tekrarlanıyor. “Gözlerinden uyku akan” çocuklarımızı daha güneş bile doğmadan sabahın köründe okul servislerine tıkıp eğitim almaya yolluyoruz. Oysa araştırmalar, bu uygulamanın eğitim üzerindeki olumsuz etkilerini bir yana bırakalım çocuklarımızın ruh sağlıklarını bile bozabileceklerini gösteriyor.
Erken okul saatlerinin dayattığı “KRONİK UYKU MAHRUMİYETİ SORUNU” ergenliğin, depresyon, anksiyete, şizofreni gibi zihinsel hastalıklar geliştirmeye çok açık bir dönem olduğu da göz önüne alınırsa daha da endişe verici bir problem haline geliyor.
Bilelim ve unutmayalım ki “erken okul saatleri konusunda gösterilen bu inat ve yanlış uygulama”, çocuklarımızın yalnızca okul başarılarını değil, ruh sağlıklarını da olumsuz yönde etkileyebilecektir.
KALİTELİ uykuyu çocuklarımızı daha mutlu kılmak ve onları eğitimde daha başarılı noktalara ulaştırabilmek için öncelikli konulardan biri haline getirmek zorundayız. Ebeveynler, eğitmenler ve eğitimdeki karar vericiler olarak, uykunun çocuklarımızın hayatındaki önemi konusunda sürdürdüğümüz önyargılı yanlışları ve inatçı tavırları bırakmanın zamanı çoktan gelmiştir.
Bilelim ki çocuklarımız söz konusu olduğunda onlar için de muazzam bir “UYKU İHMALİ YANLIŞI” içindeyiz. Ve bu yanlış çocuk ve gençlerimizi bitkin ve yorgun beyinlere dönüştürmektedir.