ABD merkezli Ortadoğu Enstitüsü’nun Türkiye Programı Direktörü Gönül Tol, Avrupalı liderlerin Ankara’ya koşulsuz mali yardım teklif etmesinin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı otoriter bir lider olarak gören Avrupa kamuoyunun sineye çekemeyeceği kadar zor olduğunu yazdı.

Erdoğan Almanya ziyaretinde cami açılışına katılmıştı. Fotoğraf: Reuters
Tol “‘Faşistler’den dostlara: Erdogan AB’yi kucaklıyor” başlıklı yazısında ABD-Türkiye ilişkilerindeki gerginliğe koşut olarak Türkiye ekonomisinde gözlenen sorunlar ışığında Erdoğan’ın Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini düzeltmeye yönelik çabalarını ve başta Almanya olmak üzere Avrupalı ülkelerin Türkiye’yle ilişkileri geliştirme konusundaki tutumunu değerlendirdi.
Yazı özetle şöyle:
Avrupalıların korkusu
“Türkiye-ABD ilişkilerinde süregiden gerilimin olumlu bir yansıması, Türkiye ile anahtar konumdaki Avrupalı müttefiklerinin arasındaki yakınlaşma. Avrupalılar ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye ekonomisi sallantıdayken ‘rahip Brunson vakası’ üzerinden Türkiye’yi yaptırımlarla vurma kararını eleştiriyor ve Türk ekonomisinin çöküşünün kendi ülkeleri açısından yaratacağı yansımalarından korkuyor.
Erdoğan’ın yaklaşımı
Erdoğan, Trump’ın Türk Lirası’nın serbest düşüşe geçmesine yol açan hamlesiyle ABD ile anlaşmazlığın savunmasız durumdaki Türk ekonomisine ne yapabileceğini gördü. Washington’la ivedi bir normalleşme olasılığı bulunmadığı için, Erdoğan şimdi ülkesinin zayıf durumdaki ekonomisine yardım etmek için kısa bir süre önce ‘Nazi kalıntıları’ diye nitelediği Avrupa ülkeleriyle ilişkileri onarması gerektiğini düşünüyor.
Çıkar yol
Hollanda, Erdoğan’ın yakın geçmişte iğneleyici sözler söylediği ülkelerden biri ve Türkiye’ye giren yabancı sermaye içerisindeki en büyük kaynak. Türkiye en büyük dış ticaret ortağı Almanya ile de kötü bir yıl geçirdi.
Ancak, Erdoğan için köprünün altından çok sular aktı. Onun şimdi daha büyük kaygıları var. Türk ekonomisi krizin eşiğinde. Türk Lirası bu yılın başından itibaren üçte bir değer kaybetti, enflasyon yüksek.
Bu durum büyük ölçüde Erdoğan’ın kendi marifeti. Fakat ABD ile gerilim işleri daha da kötüleştirdi. Trump’ın Türkiye’yi yaptırımlarla vurma kararı Türk Lirası’nın tarihi bir dip noktasına çakılmasına yol açtı. ABD’nin ilave yaptırımlar getirebileceği tehdidi ise Türk ekonomisine yönelik riski artırdı. Avrupalı ortaklarına dönüşü Erdoğan için en çıkar yol, bu yüzden de Erdoğan iyi davranmak durumunda.
Mali destek umudu
Erdoğan Hollanda ile ilişkileri onardı. Avrupa’ya yönelik eleştiri tonunu düşürdü. Türk hapishanelerindeki birçok Alman vatandaşını serbest bıraktırdı ve Almanya’yı ziyaretinin hemen öncesinde bir Alman gazetesine, ilişkilerde temiz bir sayfa ve daha güçlü ekonomik ilişkiler çağrısında bulunan kısa bir yazı kaleme aldı.
Erdoğan, ekonomik sıkıntılarının daha da kötüleşmesi durumunda Almanya’dan mali destek almayı umuyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, kendi hükümetinin ABD’nin Türkiye’ye yaptırımlar uygulama kararını eleştirip Türk ekonomisinin çöküşünün kimsenin faydasına olmayacağı uyarısını yaparak Erdoğan’ın beklentilerine karşılık verdi.
Merkel’in denge oyunu
Merkel ülke içinde destek kaybederken Türkiye ile kurulan ilişkiler onun için karmaşık bir denge oyunu. Merkel, göçmenler konusunda Avrupa’nın eşik bekçisi bir ülkenin ekonomik çöküşünü engellemek istiyor. Merkel’in korktuğu bir ekonomik çöküş Erdoğan’ı, 2016’da AB ile yaptığı mülteci anlaşmasını rafa kaldırmaya ve mülteci karşıtı duyguların tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğu bir dönemde mültecileri Avrupa’ya akın etmeye zorlayabilir.
Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çok sıkı fıkı olmak Merkel’in başını derde sokuyor. Almanya, Türkiye kökenli yaklaşık 3 milyon insana ev sahipliği yapıyor ve onları topluma entegre etmeye çalışıyor. Almanya’da yaşayan Türkler arasında çok popüler olması Alman toplumunun Erdoğan hakkında temkinli olmasına yol açıyor. Alman toplumun gördüğü şey ise Erdoğan’ın Türk diyasporası üzerindeki otoriter nüfuzunun artıyor olması. Alman hükümetinin Erdoğan’a karşı iyi bir tavır takınmaya yönelik herhangi bir adımı Almanya’da güçlü bir tepkiye yol açar.
Yardım gelir mi?
Birçok Avrupalı liderin de benzer ikilemlerle karşı karşıya bulunması, Erdoğan’ın mali yardım bulma görevini zorlaştırıyor. Türkiye’nin istikrarının Avrupa için ne kadar önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda Avrupalı liderler bıçak kemiğe dayanırsa Türk ekonomisine yardım eli uzatabilir, ancak bu şartsız olmayacaktır.
Avrupalı liderler Erdoğan’dan ülkedeki kötüleşen insan hakları durumunu çözmesini talep ediyor. Geçmişte Avrupa, hukukun üstünlüğünü çiğnediğinde ve basın özgürlüğünü yok ettiğinde önemli konularda Erdoğan’ın işbirliğini güvenceye alabilmek için başka bir yol bulabileceğini ortaya koydu. Ancak, koşulsuz mali yardım teklif etmek, Erdoğan’ı otoriter bir lider olarak gören Avrupa kamuoyunun sineye çekemeyeceği kadar zor bir şey.”
(Çeviri: Enes Kücet)