15 Temmuz sonrası 7 Ağustos 2016’da AKP, MHP ve CHP’nin katılımıyla İstanbul Yenikapı’da yapılan Demokrasi ve Şehitler Mitingine katılan Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmiştim.
15 Temmuz’un müsebbibinin Erdoğan ve AKP iktidarı olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun hesap sorması gerektiğini vurgulamıştım.
“Besle kargayı oysun gözünü” derler ya 2016’dan bu yana Erdoğan ve avenelerinin Kılıçdaroğlu’na, “15 Temmuz gecesi kaçtın” iftirası attıklarını, Süleyman Soylu’nun nasıl hakaret ettiğini yaşadık.
10 ilde yaşanan büyük deprem sonrası CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu deprem bölgesindeki rezaletleri yaşayarak görerek şu açıklamayı yaptı: “Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım. Ben halkımın kavgasını vereceğim. Sonuna kadar.”
İşte millet için siyaset yapmak budur.
İşte milletin derdiyle dertlenmek budur.
İşte deprem sonrası yaşanan yardım kurtarma rezaletinin hesabını sormak budur.
İşte enkaz altında kalan iktidarı afişe etmek budur.
İşte rantiyecilerin yakasına yapışmak budur.
İşte liderlik budur.
Tebrikler Kılıçdaroğlu hep varol…