Yerlikaya’nın ülkenin, büyük kentlerin dört bir köşesini hatta neredeyse mahallelerini saran her türlü gasp soygun çetelerine yönelik operasyonlarına bir sözüm yok. Yeterince alkış alıyor. Ufak tefek uyuşturucu çetelerine yönelik operasyonları da iyi güzel.
Önceki içişlerinin pek çok şiddetli, kasıp kavurucu, hakkında çok sayıda iddia şaibe bulunan bakanı ile 180 derece zıt işler yapıyor.
Soru şu: Eski bakanı da oraya atayan ve yıllarca görevde tutan Saray.
Yenisini de atayan Saray.
Bu Saray’ın toplumda bir imaj düzeltme çalışmasıdır aynı zamanda. Yerlikaya aslında bakan olarak yapması gerekenleri yapıyor. Ama henüz en büyük babalar çerçevesinde değil. Ve çetelerin siyasi bağlantılarının, pek çoğu açıkça ortadayken gönülleri rahat.
Ayrıca, Yerlikaya da eski içişleri bakanının üstüne yattığı İstanbul Büyükşehir yolsuzluk dosyalarının da üstüne oturmuş durumda.
Üstüne üstlük, Atatürk’ün Nutuk’unda açık ve net Vahdettin suçlamalarını dile getiren Tunç Soyer hakkında, dolaylı olarak Atatürk’ü yargılamak anlamına gelecek dava açtırması, Yerlikaya’nın tamamen Saray ile eşgüdüm içinde hareket ettiğini de gösteriyor.
İkincisi, gerçekleşmesi mümkün olmayan niyet ve tartışmalarla ekonomi gözden uzak tutuluyor ve tartışılmaması amaçlanıyor.