Bu politika, gözlenen o ki Hamas’ın başlattığı saldırı; İsrail’in katliama ve Gazze’yi işgale yönelik askeri karşı saldırısı; ABD’nin bu Ortadoğu politikasını sürdürmesini çıkmaza sürükledi denebilir. Suudiler ve diğer Arap ülkelerinin bugünkü tavırları İsrail işgaline reddiye ile kınamaları ve bazı ilişkileri askıya almaları sonucunu doğuracaktır.
Belki de Hamas, İsrail’e saldırmasının doğuracağı kesin olan bu karşı katliam ve işgal politikasını hesap ederek hareketi planlamıştır. Esas amacı, Filistin çözümünü göz ardı eden ve İsrail ile Arap ülkeleri arasında yeni dönem ilişkileri torpillemek olabilir. Bu yeni ilişkilerle Filistin davasının görünmez bir geleceğe havale edildiğini / edileceğini görmüş veya inanmış olabilir.
Eğer bu doğruysa, ki aklıma yatkın neden bu, umutsuzluk /çaresizliğin doğurduğu bir savaşı ve uğrayacağı kayıpları göze almış demektir. Madem hiçbir zaman varolamayacağız, o zaman yeni bir varoluş biçimini deneyeceğiz, bütün dünya da bunu görecek.
Böylece İsrail’e karşı mücadelelerinin ikinci aşamasına geçecekler demektir. Bu küresel bir cephe açılması ve beklenmedik saldırılar olabilir. Yani uzun dönemli yeni bir savaş.