Meral Hanım, Kılıçdaroğlu’na karşı tavrının dozunu giderek artırdı. İmamoğlu ve Yavaş’ı öne çıkardı. “Kazanabilecek aday” ana politikası oldu. Kemal Bey’in kazanamayacağı propagandasını parti ileri gelenleri ekranlarda açıkça söylüyorlardı. 6’lı masa çalışmaları görünüşte birliktelikti.
Dananın kuyruğunu, 6’lı masada Kemal beyin adaylığı resmileşince 2 Mart toplantısında kopartacaktı.
Yani diyorum ki Akşener, başından itibaren CHP’nin adaylığını, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını istemiyordu. Muhalefetin lideri kim olacak, Akşener’in ana meselesiydi.
“Kılıçdaroğlu seçilemez” politikasının Kılıçdaroğlu’nu zayıflatacağını, seçmende “Daha kendi aralarında anlaşamıyorlar, iktidara gelseler ülkeyi yönetemeyecekler” dedirteceğini, belki de seçilememesinde önemli rol oynayacağını görerek, bilerek. Yani arkada “seçtirmeme cinayeti”nin planı var.
CHP’nin iktidar olması, İYİ Parti’yi daha çok gölgede bırakması demekti.
Oysa Meral Hanım kendisini ve partisini iktidara taşıyacak olan muhalefet odağı olabilmesiydi.