Adalet bakanına ‘süper’ yetkiler devreden HSYK düzenlemesini iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne yönelik iktidar tepkisi sürerken, önde gelen üç anayasa hukukçusu kararı ‘son derece yerinde ve doğru’ olarak niteledi.
Zaman’a konuşan üç hukukçudan eski adalet bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, “Ben kararın eksik olduğunu düşünüyorum. Ama diğer iptal hükümleri Anayasa’nın gereği kararlar, yerindedir. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlar gayet doğaldır” dedi.
‘Benzerlerine ancak darbe dönemlerinde rastlanır’
Türk, şu ifadeleri kullandı: “Kurulu Adalet Bakanı’na bağımlı hale getirmek, 21 üyeyi adeta etkisiz hale getirmek yargı bağımsızlığına aykırı. Bu kanunun geçici bir 4’üncü maddesi var. Buna göre kanunun yürürlüğe girdiği vakitte HSYK’da görevli olanların bir azli söz konusuydu. Bu hüküm de iptal edildi. Benzerlerine ancak darbe dönemlerinde rastlanılabilecek bir düzenlemeydi. Benzeri bir toptan tasfiye Adalet Akademisi ile ilgili de yapılıyor. Ama Anayasa Mahkemesi bunu iptal etmedi. Dolayısıyla ben kararın eksik olduğunu düşünüyorum.”
‘İkinci sınıfa geçen hukuk öğrencisi bile bilir’
Karar verilen tepkileri ‘bilgisizliğe’ bağlayan Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, “Anayasa Mahkemesi’nin HSYK ile ilgili olarak verdiği karar, çok çok hukukidir ve doğrudur. Kararın böyle olacağını ikinci sınıfa geçen her hukuk öğrencisi bile yüzeysel bir bilgiyle bilirdi. Elbette iktidarın hukukçularının da bilmesi gerekirdi. Bilmiyorlarsa yeniden hukuk özellikle de Anayasa hukuk derslerine girmeleri zorunludur” dedi.
‘Görevden alınanlar dava açabilir’
Anayasa hukukçusu ve eski AKP milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül de HSYK düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle görevden alınan hakim ve savcıların dava açabileceğine işaret etti.
Üskül, şu ifadeleri kullandı; “Anayasa Mahkemesi’nin kararı geriye yürümez. Dolayısıyla görevinden ayrılmak zorunda kalan insanlar olsa olsa idari yargıda dava açıp, haklarını arama yoluna gidebilirler. Ama bunların geri dönmesi için onlardan boşalan kadroların da boş olması lazım. Onlar istifa etmezlerse o kadrolara atanmış olmalarından dolayı onların da bir hakkı söz konusu. Dolayısıyla bu, çözümü kolay olmayan bir durum maalesef.“