Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Uluslararası camianın tepkilerinin cılız olması İsrail’i daha da cesaretlendirip azgınlaştırıyor.
İsrail’i kendi güvenliğini de garanti edecek makul bir çözüme imâle etmeyi ancak ABD başarabilir ama özellikle Donald Trump’ın ve yanındaki evangelist güruhun yönetimindeki ABD’nin bunu yapması çok uzak bir ihtimal.
Netanyahu’nun politikaları ABD’ye ve Trump’a aslında çok zarar veriyor.
Trump’ın İsrail’in Katar’a saldırısıyla ilgili tepkileri, pek çok ülkede zaten var olan ‘ABD’ye güvenilmez’ kanaatini pekiştirdi ve her şeye rağmen ABD’ye hâlâ kredi vermeye devam eden birçok ülkenin de gözlerini açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Netanyahu birbirlerini açıktan hedef alarak karşılıklı salvolar yapıyorlar.
Netanyahu İsraillilerde ve ABD başta olmak üzere diğer ülkelerdeki yandaşlarında ‘İsrail ve Yahudi düşmanı radikal İslamcı’ bir liderle mücadele halinde olduğu algısını yaratmayı amaçlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Filistinlilere soykırım uygulayan, Suriye’yi bölmeye çalışan aşırı sağcı siyonistlere karşı duran bölge lideri imajıyla Türkiye’de ve bölgede zeminini güçlendirmeyi de hedefliyor.
Türkiye iç ve dış tehditler karşısında Şam yönetimine ihtiyaç duyduğu her türlü desteği vermeye hazır olduğunu defaatle açıkladı.
MİT Başkanı İbrahim Kalın en son iki gün önce Şam’da Şara’yla görüştü.
Türkiye sözünü verdiği destek kapsamında somut olarak ne yapıyor veya ne yapmayı öngörüyor, Suriye’de üs mü kuruyor, savunma malzemeleri mi veriyor, askeri olarak müdahalede bulunmayı mı öngörüyor, tabii açıklanmıyor.
Türkiye’yi artık en az İran kadar düşman addeden İsrail de, gücünü ve özelliklerini göz önünde bulundurarak farklı şekillerde Türkiye’yle uğraşıyor, içeride ve dışarıda Türkiye’nin yumuşak karnı olarak gördüğü noktalara baskı uyguluyor.
İsrail’in Türkiye’nin Suriye’de üs kurmayı amaçladığı ileri sürülen mevkileri bombalamaktan Türkiye karşıtı gruplarla ilişki kurup Türkiye yanlısı olarak gördüğü kişileri ve grupları hedef almaya kadar pek çok faaliyeti bulunduğu söyleniyor.
İsrail, ABD’deki uzantılarını da kullanarak Türkiye üzerinde baskı kurmayı, Türkiye’yi provoke edip kötü göstermeyi amaçlıyor.
Netanyahu bölgede de Rum-Yunan ikilisini Türkiye karşıtı kampanyasında daha aktif hale getiriyor. Bu ikilinin son zamanlarda artan hareketliliği durduk yerde değildir.
Özetle Türkiye ile İsrail bugün itibariyle açıktan silahlı vuruşmaya dönüşmemiş temkinli bir çatışma ortamında karşı karşıyalar.