Sınavda kopya çektiğini tespit ettiği öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak’ta, üniversitedeki odasında öldürülen akademisyen Ceren Şenel Damar’ın ölümüne ilişkin dava başladı. İlk duruşma öncesinde basın açıklaması yapan baba Mustafa Damar, yaşananları anlatmanın bile sabır istediğini söyledi.

Sanık hakkında, ‘tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile açılan davanın ilk duruşması Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü.
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olan Damar’ın katilinin hakim karşısına çıktığı davayı takip etmek isteyen kadın hakları savunucuları ve eğitim sendikalarının müdahillik talebi kabul edilmedi. Duruşmayı takip etmek için adliyeye giden kadın hakları savunucuları koridora sığmadı.
Sanık avukatı, müdahillik talebinde bulunanların doğrudan zarar görmediğini iddia etti. Mahkeme heyeti Ceren Damar’ın ailesi, Çankaya Üniversitesi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın müdahillik talebini kabul etti. Damar’ın babası Mustafa Damar, gazetecilere, “Bugün buraya 17 bıçak darbesi ile sırtından kalleşçe vurarak katleden bir canavarın bir mahlukun davasını görmeye geldik” dedi.
Sanık, Damar’la aralarında ilişkisi olduğunu öne sürdü
Sanık Hasan İsmail Hikmet’in hazır bulunduğu duruşma kimlik tespitiyle başladı. Savunma yapan sanık, olaydan önce tedavi gördüğünü, Damar’ı sevdiğini ve aralarında ilişki olduğunu öne sürdü. Bu sırada mahkeme salonundan tepkiler yükselirken Hikmet, savunmasını değiştirmek istediğini ve ifadesini baskı altında verdiğini ileri sürdü.

Duruşma öncesi ‘Ceren Damar’a Adalet’ talebiyle basın açıklaması yapan Ankara Kadın Platformu, kadın cinayetlerinde iyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulamalarına son verilmesini istedi.
Ankara Kadın Platformu açıklama yapan Hande Köse, Damar’ın öldürülmesinden dört ay sonra Hikmet’in ceza indirimi almak için ifadesini değiştirdiğini hatırlatarak, “Bu durum kadın katillerinin aklanmasını sağlayan iyi hal indirimlerinin bir sonucudur” dedi. Köse, Hikmet’in beş yıl önce eski sevgilisini tehdit ettiği gerekçesiyle de yargılandığının altını çizdi.
Bireysel silahlanmanın önünü açan uygulamaların kadınların can güvenliğini yok saydığına değinen Köse, bireysel silahlanmaya karşı önlem almayan iktidar için kadınların hayatının ‘ucuz’ olduğunu, belinde silah taşımayı ‘erkeklik’ olarak görenlerde, Damar’ın katlinin silah ve bıçakla okula girebilmesinde gördüklerini söyledi.

27 yaşında öldürülen Şenel’in eğitimci olan babası Mustafa Damar, duruşma öncesinde basın açıklaması yaptı. Sanığın olaydan önce yazdığını söylediği intihar mektubuna değinen Damar şunları söyledi: “Mektupta ‘Silahla planlayarak asla öldürmedim, o anki sinirimle hareket ederek oldu hepsi’ diye bir ifade kullanıyor. Bu ifade mektubun olaydan sonra yazılarak arabaya konulduğunu gösteriyor... Katilin annesi delilleri karartmaya çalışmış.”
Damar, kızının kopya çekerken yakaladığı Hikmet’in sınıftan çıktıktan sonra bir arkadaşını arayarak “Kopyada yakalandık, eve gidip silah alıp Ceren Hocayı öldüreceğim” dediğini anlattı.
Sanığın Gölbaşı’ndaki evine giderek babasına ait tabancayı ve 28.5 santimetre uzunluğundaki özel yapım bıçağı alıp okula geri geldiğini söyleyen Damar o gün yaşananları şöyle anlattı: “İki el kalleşçe sırtından yakın mesafeden öldürücü bölgelerine ateş ediyor kızıma. Yere yığılan kızımı 17 bıçak darbesiyle bıçaklıyor. Söylemesi bile sabır istiyor. Peki o evlat o insan ne çekti? Silah sesi ve inlemesi üzerine meslektaşları geliyor. Katil vahşice, canice, eziyetle katlediyor ki olay yerinde hayatını kaybediyor. Katil otomobiline binemeden kaçıyor.”