Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için 2019 yılında öngördüğü küçülme oranını yüzde 0.4’ten yüzde 1.8’e revize etti.
OECD üye ülkeler için geçici ekonomik görünüm raporunu bugün yayınladı.
‘Ara Ekonomik Görünüm Tahminleri Mart 2019’ raporuna göre, Türkiye için 2019 yılı gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) beklentisi aşağı yönlü, 2020 yılı tahmini ise yukarı yönlü revize edildi.
Türkiye ekonomisinin 2018’de yüzde 2.9 büyüdüğünü tahmin eden OECD, 2019 yılında yüzde 1.8 daralma yaşandıktan sonra, 2020 yılında yüzde 3.2 büyüme olacağı öngörüsünde bulundu.
Bir önceki raporda bu yıl için beklenti yüzde 0.4 daralma, gelecek yıl için yüzde 2.9 büyüme şeklindeydi. Böylece OECD, kasım ayında açıkladığı küçülme rakamını olumsuz olarak 1.4 puan artırmış oldu.
En büyük revizyon Türkiye için yapıldı
OECD’nin raporunda kasım ayı öngörülerine göre en büyük revizyon Türkiye ve İtalya ekonomileri için yapıldı. İtalya için yüzde 0.9’luk büyüme beklentisi yüzde 0.2’lik küçülme olarak revize edilirken (1.1 puanlık bir revizyon), Türkiye ekonomisi için yüzde 0.4’lük küçülme beklentisi 1.4 puan düşürülerek yüzde 1.8’e revize edildi. Küresel ekonomi de dahil neredeyse tüm ekonomilerde aşağı yönlü revizyonlar yapılan OECD büyüme beklentilerinde 1.0 puan ve üzerinde revizyon yapılan başka bir ekonomi bulunmuyor.
Türkiye için büyüme tahminlerinin zayıf kalmaya devam ettiğine işaret eden OECD, 2018 yılı ortalarından bu yana üretim ve iç talepte keskin bir düşüş yaşandığını belirtti.
Şirketlerin borcuna dikkat çekildi
Finansal piyasaların istikrar kazandığını ve dış rekabet gücünün iyileştiğini belirten OECD, “Ancak zayıf güven, şirketlerin yüksek borç yükü, sıkı para politikası ve Euro Bölgesi piyasalarındaki zayıf talep hala yurt içi ve dış talep üzerinde baskı yaratıyor” dedi.
OECD raporunda, bütçe pozisyonunun veya dış pozisyonun sürdürebilirliği konusunda endişelerin devam ettiği Arjantin ve Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde yatırımcı güveninin sürdürülmesi için sıkı bir parasal istikrarın gerekli olmayı sürdürdüğünü vurguladı.
Nominal faiz oranlarının enflasyon cari yüksek seviyelerden yavaşladıkça aşağı gidebileceğini belirten OECD, ancak daha düşük reel faizler için çok küçük bir alan bulunduğunu ifade etti.
Ekonomik reform ihtiyacına dikkat çeken OECD, “Bu ekonomilerde öncelik orta vadede bütçe ve finansal sürdürülebilirlik için görünümü güçlendirecek reformları yapmak olmalı” dedi.