MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
İnme (felç) geçirenlere damar açıcı olarak ilk 4.5 saat içinde verilmesi gereken ilacın (tPA) hastanelerde bulunmaması sakatlık ve ölümlere yol açıyor. Hastaneler hastaların ihtiyacını karşılamak için ilacı birbirlerinden ödünç alarak temin etmeye çalışıyor.
Akut inme, Türkiye’de önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alıyor. İnme, kalıcı engellilikte birinci, ölümlerde ise ikinci sıradaki etken. Yaşlı nüfusla birlikte inme sıklığı giderek artıyor. İnme, beyin damarlarının tıkanması ya da kanamasıyla gelişiyor. Ancak, hastaların çoğunda inme nedeni ani tıkanma. 2019 istatistiklerine göre, Türkiye’deki toplam 436 bin ölümün yüzde 8’i (yaklaşık 35 bini) inmeden kaynaklanıyor. Yaklaşık on katı insan da beyin damar hastalıklarına bağlı olarak yürüme ve konuşma yetisini kaybediyor; yiyemiyor, içemiyor, mesleğini ve işini yapamıyor, bakıma muhtaç yaşıyor.
İnme geçirenlerin yüzde 40’ı yaşamını engelli, yüzde 20’si ise bakım gerektiren engelli olarak sürdürmek zorunda kalıyor. Zamanında yapılacak tedaviyle hastaların kaderini değiştirmek mümkün. Kısa adı tPA olan rekombinant doku tipi plazminojen aktivatörü, beyne giden damarlardaki inmede ilk 4,5 saatte etkinliği kanıtlanmış, ‘altın standart’ tedavi yöntemi. Bu ilaç beyne kan akışını engelleyen pıhtıları çözüyor. Böylece felçten etkilenen beyin bölgelerine kan akışının yeniden sağlanmasına yardımcı oluyor. Hasar ve işlevsel bozulma riskini azaltıyor. Tüm uluslararası tedavi kılavuzlarında tavsiye ediliyor.
35 bin hastadan sadece iki binine uygulanabiliyor
Türkiye’de yılda yaklaşık 150 bin kişi inme geçiriyor. Bunların 35 bin kadarı tPA’dan yararlanabilecek hastalar. Ancak sadece iki binine uygulanabiliyor.
Sağlık sisteminde yaşanan sorunlarla ilgilenen ve öneriler sunan Forum Sağlık 2023 platformunun son buluşması, ‘Sağlık Sisteminin Felci’ başlığı altındaydı. İnme ve tedavisine projeksiyon tutan platform, aslında sağlık sistemindeki felce dikkat çekti.
Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Serkan Yılmaz tPA’nın çok önemli bir ilaç olduğunu vurguladı. Bu ilacın üretiminin, dünyada tek bir firmanın tekelinde olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Alternatif ilaçlar maalesef yok. Tüm ülkeler bu firmadan temin etmeye çalışıyor. Bizim ilaç teminimizde son bir-iki yıldır sorunlar var. Bakanlığın belli bir miktar ilacı temin edebildiği, belli hastanelere özellikle de inme merkezlerine yönlendirmeye çalıştığını biliyorum. Ancak ilaca ulaşamamak, günlük pratiğimizde sürekli, her gün yaşadığımız bir sorun. Hasta geldiğinde ilaç acilde yoksa kardiyoloji kliniğinde arıyoruz. Onlarda da yoksa örneğin şehir hastanesinden çekiliyor ya da hasta ilacın bulunduğu hastaneye gönderiliyor. İlacın uygulanması ve etkili olması için 4.5 saat zamanımız var. Hasta belki ikinci, üçüncü saatinde hastaneye gelmişse tedavi için kalan zamanımız sadece bir-bir buçuk saat.”
Mekanik tedavilerde de sorun var
İnmelerde kullanılan bir diğer yöntem mekanik tedaviler. Damardaki pıhtı anjiyoyla çekiliyor. İlk sekiz saatte uygulanması halinde en yüksek fayda sağlanabiliyor. Ancak söz konusu yöntem için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ödediği tutarın, tedavi maliyetinin ancak yarısını karşıladığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: “Hastanelerde harcadığımız malzemeyi yerine koyamaz durumdayız. Özellikle son zamanlardaki ekonomik sorunlarımızla beraber bu daha da zorlaştı. Hastanelerin gerekli tıbbi malzemeleri bulamaması ya da bulundurulamaması hastaların tedaviye ulaşmasına engel oluyor. Tedavilerle yatağa bağımlı olma, felçli kalma ihtimalini azaltabilecek durumundayız. Fakat sistemden dolayı tedaviye ulaşamama sorunlarımız var.”
Bir kişinin bile felçli kalması kabul edilemez
tPA Sağlık Bakanlığı tarafından, hastanelerin önceki ay tükettiği ilaç miktarına bakılarak dağıtılıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Özden Şener, bakanlığın hastaların olabildiğince inme merkezlerine sevk edilmesini istediğini söyledi: “İnme merkezleri ve ünitelerinin organizasyonuyla ilgili bir çaba olsa da iyi yapılamamış. Dama taşı gibi yerleştirmeye çalışmışlar. Hastanın 4.5 saat içinde komşu şehre (inme merkezi ya da ünitesine) gidebilmesi lazım. Örneğin Tekirdağ, Kırklareli boş. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Karadeniz’de boşluk var. Orta Anadolu’da Sivas’ta yok mesela. Büyük yerlerde merkezler arasındaki mesafeler uzun. Nerede eksiklik olduğunu sorgulamalıyız. Bir kişinin bile felçli kalması kabul edilemez” diye konuştu.
Bakanlığın aksaklıkları görebilmesi için ilgili kurum, kuruluş ve dernekleri de katarak çalışmalar yapması gerektiğini belirten Şener, “Yaşanan bu sorun tamamen organizasyonun, sistemin felci. Acil serviste ha adrenalin olmamış ha bu ilaç. Olur şey değil. Özellikle SGK’nın ödemesiyle ilgili sorunlar var. Maliyet gözetelim derken ucuzunun tercih edilmesi yani. Mesela ucuz diye alınan stentler damarın içinde kırılıyor” dedi.
Ses çıkaracak kimse de yok!
Bazı uzmanlar ilacı bulmaktan umudunu kesmiş. Adını vermek istemeyen bir öğretim üyesi de sorunla ilgili, “Çok uzun zamandır tPA yok ama artık ses çıkaracak kimse de kalmadı. Sesi duyup cevap verecek kimse de yok maalesef” dedi.
İnme tedavisinde, hastane öncesi gecikme nedenleri de önemli. Bunlar:
*Belirti ve bulguların yeterince tanınmaması,
*Tıbbi desteğin uygun olmaması ya da gecikmesi,
*Acil hizmetlere yönlendirmekten kaçınma veya gecikme,
*Triyajın veya erken dönemde değerlendirmenin yetersiz olması,
*Hedef hastane ile iletişim yetersizliği,
*İnme merkezine varışın gecikmesi (zaman penceresi dışında kalma).
İnmelerin yüzde 17’si 50’li yaşların altında
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Ali Topçuoğlu’nun yaptığı Türkiye’de İnme Epidemiyolojisi ve Yakın Gelecek Projeksiyonu Küresel Hastalık Yükü Çalışması Türkiye Verilerinin Analizi çalışmasına göre, 2019’da Türkiye’nin resmi nüfusu 83.429.615 idi. Aynı yıl ‘kombine‘ inme insidansı (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde belirli bir hastalık veya hastalıkların yeni olgularının sayısı) 125.345 (yüz binde 154), prevalansı (belirli bir nüfusta, belirli bir zaman dilimi içerisinde, çalışma kapsamında yer alan, belirli bir hastalık veya hastalıklara sahip tüm olguların oranı) 1.080.380 (yüzde 1,3), inme nedenli ölüm 48.947 kişi ve inmeye bağlı ölüm/engellilik nedeniyle kaybedilen yaşam yılları sayısı 993.082 yıl olarak tahmin ediliyor. İnmelerin yüzde 17,4’ü 50 yaş altında, yüzde 58,5’i 70 yaş altında ve yüzde 54,3’ü kadınlarda görülüyor.
Araştırmaya göre:
*İnme geçirdikten sonra yaşamını sürdüren hastaların yaklaşık dörtte biri 50 yaş altında. Üçte ikisi 70 yaş altında ve yüzde 56,8’i kadın.
*İnme nedeniyle ölenlerin yüzde 4,1’i 50 yaş altında, yüzde 24,5’i 70 yaşın altında ve yüzde 55’i kadın.
112 aranmalı, hastaneye ambulansla gidilmeli
İnme merkez ve üniteleri
İnme geçiren her üç hastadan ikisinde, yüzde kayma, konuşma bozukluğu ve kolda güçsüzlük belirtileri görülüyor. Bunların yanı sıra bacakta güçsüzlük, dengesizlik, görme bozukluğu da yaşanabiliyor. İnmeden şüphe edilirse derhal 112 aranmalı, hastaneye ambulansla gidilmeli. Ambulanslar inme merkez ya da ünitelerine hastaları yetiştiriyor.