2023 yılının mart ayında, 8 Eylül 1999 öncesi sigorta girişi olanların EYT’den yararlanıp emekli olmalarına imkân tanındı ve 2 milyona yakın kişi geçen sene EYT’den emekli oldu. Prim gün sayısını dolduranlar bundan sonra da EYT’den yararlanıp, emekli olacak. EYT düzenlemesi ile 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanların uğradıkları haksızlık giderildi ancak bu sefer 8 Eylül 1999 sonrası sigorta girişi olanlar kendilerine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle tepki göstermeye başladı. Haklılık payı var mı; var. Milyonlarca kişi “1 güne 17 yıl kabul etmiyoruz” sloganı ile uğradıkları haksızlığın ve ortaya çıkan adaletsizliğin giderilmesini istiyor. Beklentileri ise kademeli emeklilik. Yani, yaş şartının ilk işe giriş tarihine göre yeniden düzenlenmesi ve 58-60 yaş şartının kaldırılması.
Bu kişilerin bir kısmı 23 yıldır çalışıyor ve ödedikleri prim 9 bine yaklaşmış durumda. Bu durumda olanlar emeklilik hakkı isterken, bir kısmı ise çalışmaya devam etmek istiyor ancak kademeli emeklilik hakkının kendilerine tanınmasını talep ediyor. Peki, kademeli emeklilik gündemde mi? Bu vesile ile bu konuya neden pek değinmediğime de açıklık getireyim.
EYT düzenlemesinin sosyal güvenlik sistemi üzerindeki etkisine, SGK’nın 2023 yılı faaliyet raporundan alıntılar yaparak, geçen yazımda değindim. Arzu eden, “İşte sosyal güvenliğin bütçesi” başlıklı yazımı okuyabilir. Raporda, EYT düzenlemesinin SGK’nın bütçesi üzerindeki olumsuz etkisi açık açık belirtiliyor. Hal böyleyken yeni bir EYT düzenlemesinin yapılmayacağı ayan beyan ortada. Hatta bir adım daha ileri gideyim, mevcut emekli maaşlarının düşüklüğü ve emekliye zam konusu gündemdeyken kademeli emekliliğin gündeme gelmesi neredeyse imkânsız.