Amerikan gazetesi New York Times, AKP hükümetinin eğitim politikalarına dair eleştirel bi haber analiz yayımladı. İmam hatip liselerinin sayısının ‘çoğunlukla ebeveynlerin isteğinin aksine‘ olmasına rağmen arttığını yazan gazete, ”Eğitim, Türkiye’nin kültür savaşlarında yeni bir cephe haline geldi” ifadesini kullandı; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı da ülkeyi kutuplaştırmakla suçladı.
Gazetenin, çocukları imam hatip okullarına düşen ailelerle de görüşerek hazırladığı haberin özet çevirisi şöyle:
‘Ek mesaiyi imam hatip için mi yaptım?’
Semra, 13 yaşındaki kızını lisenin ilk gününde okula bırakığında gözyaşlarını zor tuttu. Bodrum katındaki loş sınıf, kız çocuklarının parlak kırmızı başörtüleriyle aydınlanıyordu; duvarlar, Arapça yazılmış ayetlerle donaltılmıştı.
Semra yıllardır temizlik işinde ek mesai yapıyor, kızının akademik açıdan özenli, laik bir okula girmesini sağlayacak ek dersler için para biriktiriyordu. Fakat kızı, imam hatip liselerine otomatik olarak yerleştirilen yaklaşık 40 bin öğrenciden biri oldu. Kızının okulda tepki çekmemesi için sadece ilk adını veren Semra, ”Biri başımdan aşağı kaynar su dökmüş gibiydi” diye anlatıyor o günü.
Toplum yeniden şekillendiriliyor
Eğitim, Türkiye’de geleneksel laiklikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İslamcı müttefiklerinin dindar geleneğini karşı karşıya getiren kültür savaşlarının yeni cephesi haline gelmiş durumda. Bu gerilim, Erdoğan’ın partisi AKP’nin son 12 yılda Türkiye toplumunu yeniden şekillendirme amacıyla dini kamusal alana zerk ediş biçiminin altını çiziyor.
Erdoğan başbakan olduğu dönemde, ilk başta yavaş hareket etti. Demokratik bir hükümeti savundu, Avrupa Birliği’ne üyelik arayışı yoluyla Batı’ya el uzattı ve bu sırada da çok sayıda liberali yanına çekti. Erdoğan, demokratik ehliyeti bulunan, İslamcı geçmişten gelen ve ABD dahil Batı için güvenilir bir ortak olabilecek yeni bir lider türü olarak görülüyordu.
Erdoğan yön değiştirdi
Fakat Erdoğan orduyu siyasetten uzaklaştırıp cumhurbaşkanlığını seçimlerini de kazanarak gücünü artırdıkça, muhaliflerine göre, eleştirileri bastırıp haber kuruluşlarını sindirerek ve yargı üzerindeki kontrolünü artırarak, farklı bir yola yöneldi. Bu sırada da, alkol satışını kısıtlama ve kamu kurumlarında uzun zamandır var olan türban yasağını kaldırma yönünde adımlar attı.
Tüm bu süreçte de, başta ABD olmak üzere Batı’daki eski müttefikleriyle ilişkileri gerildi. Sebep sadece ülke içindeki politikaları değildi; dış politikada da, özellikle de Erdoğan’ın IŞİD’le mücadeleye gönülsüzce katıldığı Suriye’de de gerilim yaşandı.
‘Hükümet sistemde hile yapıyor’
Şimdi ebeveynler, çocuklarının imam hatip liselerine girdiğini öğrenirken, söz konusu değişim eğitim sistemine de uzandı. Bu durumu eleştirenler ve çok sayıda laik ebeveyn, hükümetin laik okullarını sayısını kısıtlayarak ve daha fazla dini kurum inşa ederek, sistemde hile yaptığını söylüyor. Onlara göre bu, Erdoğan’ın iki yıl önce açıkladığı ‘dindar nesil‘ yetiştirme amacını hayata geçirme çabası.
İmam hatip liseleri 1923’te, modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’yi laik bir ulus devlete dönüştürme ve din üzerinde devlet kontrolü sağlama planları çerçevesinde medreseleri kapatmasından sonra imam yetiştirmek için kurulmuştu. Söz konusu okullarda bugün Arapça ve din derslerinin yanı sıra modern akademik dersler veriliyor.
Kendisi de bir imam hatip mezunu olan Erdoğan’ın liderliğinde bu okulların sayısında ciddi bir artış yaşandı. Erdoğan kısa süre önce, imam hatip liselerine kayıt yaptıranların sayısının kendisinin 12 yıllık iktidarında 63 binden neredeyse 1 milyona fırlamasıyla övünüyordu.
10 yaşında çocuğa türban izni
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya göre, bu artışın sebebi, Erdoğan’ın iktidara gelmesinden önce dışlanan muhafazakar ailelerden gelen talep. Bazı muhaliflerse, hükümetin bu okullara öncelik tanıyarak onlara genel eğitim politikalarında daha fazla söz hakkı tanıdığından şikayetçi.
İslamcılar, laik okullarda da gedikler açtı. Hükümet eylül ayında, 10 kadar küçük yaştaki kız çocuklarının sınıflarda türban takmasına izin verdi. Erdoğan, Milli Eğitim Şurası’nda dile getirilen zorunlu Osmanlıca dersleri önerisine ve altı kadar küçük yaştaki çocuklara ‘dini değerler‘in öğretilmesine destek verdi.
Erdoğan geçen ay da, Amerka’yı Kolomb’dan 300 yıl önce Müslümanların keşfettiği yönündeki kendi iddiası da dahil olmak üzere, İslam’ın sanat ve bilime katkısının çocuklara öğretilmesi talimatı verdi.
‘Erdoğan’ın önceliklerinde çarpıklık var’
Çocuğunu kısa süre önce imam hatip lisesinden alan Koray Çapa’ysa, ”Çocuklarımız temel akademik konular ve eleştirel düşünce açısından en basit becerilerden yoksun ama cumhurbaşkanının tek ilgilendiği şey, evde öğrenebilecekleri dini okulda öğrenmeleri. Erdoğan’ın önceliklerinde çarpıklık var’‘ diyor.
Ebeveynler, çocuklarının gittikleri laik okulların da imam hatip okuluna dönüştürülmesinden endişeli.
‘Sistemin kurbanı’
Semra, kızını daha yüksek akademik standartlar sunan bir laik okula transfer ettirmek için haftalarca uğraşmış, bazen yetkililere rüivet bile önermiş. Her seferinde yer olmadığı için geri çevrilmiş. Semra şöyle diyor: ”Çocuğunuz ortalama notlar alıyor ve onu özel okula gönderecek paranız yoksa, sistemin kurbanı oluyorsunuz.”