Çin’in Wuhan kentinde, ilk Covid-19 vakasının görülmesinin üzerinden iki yıl geçti. Worldometers’in verilerine göre dünyada 5 milyon 694 bin 54, Türkiye’de 87 bin 416 kişi hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Ve geride kalanların hayatı öncelikli olarak virüs nedeniyle yakınlarını kaybedenlerinki olmak üzere değişti.
Can kaybetmenin yaşattığı psikolojik çöküntünün değiştirdiği hayatlar, virüsün, hastalığı geçirenlerdeki uzun süren etkilerini yaşayanlar, ‘bulaşacak’ korkusunun getirdiği tedirginlik… Kapanmaların, maskeli dolaşmanın, sevdiklerimize sarılamamanın, maddi kayıpların, evden atılmaların getirdiği, kaldırması ağır yükler.
New York Times gazetesinde sağlık üzerine yazan Jane E. Brody, ABD’li profesör Pauline Boss’un araştırma ve bulgularından yola çıkarak bu yükleri kaldırmanın yolunu anlattığı bir yazı kaleme aldı.
Yazının geniş özeti şöyle:
Tanıdığım çoğu insan, sabırla veya başka türlü, hayatın normale dönmesini bekliyor.
Bir katil gibi pusuya yatmış, sosyal ve kültürel etkinlikleri, seyahati, eğitimi ve bir zamanlar kaçırılan, geri alınamayacak fırsatları kuma gömen ölümcül bir virüsten korkmadan tekrar yaşayabileceğimiz günü iple çekiyoruz.
Ayrıca birçok insan sevdiklerinin ölümü karşısında çaresizlikten muzdarip. Bir de buna kaybedilen iş, işletme, konut, gelir ve hatta uyku da ekleniyor.
Merak içindeyiz; hayat akışımızı donduran tüm bu engellerle nasıl mücadele edebiliriz?

Zorluklara karşı asırlık silahımız bir çare olabilir: Direnç
Direnç, yumruklara rağmen ayakta kalmaktır, ’’Kırılgansan, düşersin’’ diyor Minnesota Üniversitesi’nin fahri profesörü ve yakın zamanda yayınlanan ‘Kapanış efsanesi’ kitabının yazarı Pauline Boss.
Aile terapisti, eğitimci ve araştırmacı Dr. Boss meçhul fiziksel ve duygusal kayıpları tasvir eden öncü çalışması ‘Muğlak kayıp’la bilinir.
2. Dünya savaşından bu yana epey karmaşayla boğuşmuş 87 yaşındaki profesör pandemi süreciyle değişim bekliyor: ’’Salgın yavaşladığında, aradığımız ’normal’i bulamayacağız, bu yüzden kafamızdaki normali bekleyemeyiz artık. Normal kavramı statüko bildirir, ama değişim kaçınılmaz ve bu akışa katılmazsak gelişemeyiz. Salgın bizden daha güçlü, bu kesin, esnek olmak zorundayız, nefes alabilmek için esneyecek kadar dirençli olmak… Nihayetinde kurtulacağız, ama yaşamlarımız ebediyen değişecek.’’
Direnç sayesinde strese uyum sağlar ve güçlüklere karşı dengemizi muhafaza ederiz. Dr. Boss krizle mücadelede esnekliğin önemini vurguluyor: ’’Dirençli insanlar kriz anında kontrolü kaybettiklerinde, kontrol edebilecekleri bir şey bulurlar. Mesela salgının başında, evde kalanlar ekmek yapmaya başladı, ev yemeği veya etrafı toplamak kontrol edebilecekleri bir şeydi. İşte bunlar işlevsel başa çıkma mekanizmaları.’’
Ancak çözüm adaptasyon gerektirir. ’’İnsanlar, ’Salgın şakadan, virüs yalandan ibaret’ gibi söylemlerde bulunuyor. Mutlak çözümleri seviyoruz fakat bunlar tamamen işlevsiz.’’
Direnç doğuştan edinilen bir özellik görülse de araştırmalara göre sonradan kazanılabilir. Direnci geliştiren davranışları, düşünceleri, eylemleri benimsemenin yaşı yok.
Dr. Boss, salgın kaynaklı akademik ve sosyal aksaklıklara rağmen ebeveynlerine çocuklarının iyi olacağına dair güvence veriyor: ’’Çocuklar doğaları gereği dirençliler, öyle ki bu badireden daha güçlü çıkacaklar. Çocuklardan çok yetişkinlere odaklanmalıyız. Yeni nesil ebeveynler bu çapta küresel tehditle ya da bir dünya savaşıyla yüzleşmediler. “
Ebeveynler çabalıyor fakat Dr. Boss kiminin çocuklarına karşı sergilediği aşırı korumacı yaklaşımından endişeli. ’’Bu yaklaşım çocukların problem çözme ve güçlüklerle baş etme yeteneklerini örseler.’’
Dr. Boss’un görüşleri 10 yaşındaki ikiz oğullarımızı fiziksel tehdidin ve munzurluğun kol gezdiği devlet ortaokuluna kaydederken eşimle paylaştığımız endişeleri hatırlattı. Çocuklar gürültülü patırtılı üç yıl boyunca özel okulu reddettiler; ’’Özel okulda hayata dair ne öğrenebiliriz?’’
İlerlemek
Dr. Boss yeni kitabında zorluklara ve kayıplara karşı direnç tarifleri veriyor. Ayrıca Holokost’tan kurtulan Avusturyalı nörolog ve psikiyatr Dr. Viktor E. Frankl’ı alıntılıyor: ’’Bir durumu artık değiştiremediğimizde, kendimizi değiştirmeye zorlanırız.’’ Dr. Boss tariflerinin sırasız, koşullara göre kullanılmasını öneriyor.
Anlam bulmak
Çoğu insan için en zoru anlam yüklemek, bir kaybı anlamlandırmak ve bunlar imkansızsa öyle ya da böyle o boşluğu doldurmak. Belki adaleti arayarak, bir amaç için debelenerek yahut yanlışı onarmaya çalışarak. Misal, Dr. Boss’un kardeşi çocuk felcinden öldüğünde, perişan aile, bebek ölümlerini engellemeyi misyon edinmiş bir kuruluş March of Dimes adına kapı kapı dolaşarak aşı araştırmalarına fon sağladı.
Kontrol anlayışınızı onarın
Elinizden kayanı, acıyı kontrol etmek için çırpınmak yerine kederi kendi haline bırakın. Devam edin, su durulmaya başlayacak. Dr. Boss şöyle diyor: ’’Virüsü yok edecek gücümüz olmasa da etkisini azaltabilecek dirayetimiz var.’’
Kimlik inşası
Koşullarınızla uyumlu yeni bir kimlik benimsemekte yarar var. Mesela kocası ölümcül hastalığa yakalandığında Dr. Boss’un kimliği zamanla bir eşten bakıcıya kaydı. Ve kocasının 2020’de ölümünden sonra yavaş yavaş kendini bir dul olarak düşünmeye çalışıyor.
Kararsızlığı normalleştirin
Belirsizlik anlarında elin kolun bağlanması normal. Dr. Boss’a göre en iyisi kesinlik arayışına son vermek; eylemsizlik ve donukluk tereddütün kollarında doğuyor. Hiçbir şey yapmamaktansa iyi denebilecek kararlar vermek yeğdir.
Bağlılığınızı gözden geçirin
Dr. Boss, kaybedilenle bağı koparmaya çabalamaktansa, hedefin onlar zihnimizde ve kalbimizdeyken yeni bir yaşam inşası olduğunu vurguluyor. Yeni amaçlar, yeni arkadaşlar veya yeni bir proje.
Mühim olan kaybı kabullenip ölen kişiye bağlılığınızı zamanla gözden geçirmek. ’’Diğer ilişkileriniz gelişse dahi eski sayfaları kapatmanın manası yok.’’
Yeni bir umut keşfedin
Hayatınıza yeni yönler verebilecek umutlara açılın. Beklemenin lüzumu yok! Sıkışmışlığınızı azaltacak ve direncinizi tazeleyecek yeni yollar arayın.
Belki de Dr. Boss’un salgın kayıplarıyla yüzleşirken en değerli tavsiyesi şu: “Eskiye dönmek için umut beslemek yerine, şu an ve gelecek için neler yaratabileceğimizin ayırdına varmalıyız.”
Yeni şeyler denemeyi öneriyor: ’’Sizi ayakta tutacak yeni ve anlamlı bir şey için umut besleyin.’’
Çevir: Emre Zor