Kendimi bildim bileli normal bir ülke değil Türkiye. Ama bu kadar anormalleştiği bir dönem de hatırlamıyorum. Belki de yaşım tutmuyordur.
Bir ‘büyüklük’ hevesine kapıldı memleketi idare edenler nicedir. Ve bu hevesin olmazsa olmazı bir kibre, bir nobranlığa, bir komplekse…
Bugünkü Birinci Sayfa’mızdaki manşet fotoğrafı da, haberi de laf olsun diye koymadık oraya. İyi bakın, iyi okuyun; çok şey anlatıyor o kare ve o satırlar.
Dün nefis bir söyleşi vardı Hürriyet Pazar’da Amerikalı yazar Paul Auster’la. Savaş Özbey yapmış New York’taki evinde. Şu sözleri not ettim bir kenara: “Gezi protestolarını tetikleyen, daha derin bir huzursuzluk var Türkiye’de.”
Olmaz olur mu. Ziyadesiyle var hem de.
Diken de o huzursuzluk, daha doğrusu rahatsızlık hissinden çıktı zaten.
Ben şanşlı bir gazeteciyim. Hep okuduğum gazetelerde çalıştım. Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl, Radikal…
O yüzden şimdi de Diken’deyim.
Üstelik de tepeden tırnağa en az benim kadar ‘rahatsız’ bir ekiple…
Daha ne isterim!