17 Aralık yolsuzluk operasyonunu ‘hükümeti devirmeye yönelik bir darbe’ olarak takdim ediyorlar. Oysa bütün işlemler usulüne uygun olarak gerçekleşti.
Bakanların oğullarından bakanlara ulaşılınca ve onların bu işin içinde olduğu anlaşılınca, dosya derhal tefrik edildi. İstanbul Mali Şube, 3 bakanla sınırlı 309 sayfalık bir rapor hazırladı. 18 Aralık 2013 günü, rapor Savcı Celal Kara’ya ulaştı. Celal Kara, buna istinaden fezlekesini hazırlayıp TBMM’ye gönderdi.
Hükümet, hemen o gün Mali Şube yetkililerini görevden aldı ama tayin kararı çıkmadan rapor savcılığa yollanmıştı. Celal Kara ise 29 Ocak 2014’e kadar görevde kaldı. Dosyayı onun elinden alan HSYK değil İstanbul Adliyesi’ne başsavcı olarak atanan Hadi Salihoğlu’ydu.
Görüldüğü gibi savcılar ve polisler kendilerine kanunlarla verilen vazifeyi yerine getirmişler. Kim olursa olsun yolsuzluk iddialarını takip etmek ve sonuca ulaştırmak konusunda yılmadan çalışmışlar.
Darbeyi, emniyet ve yargı mensupları değil hükümetin yaptığı açıkça görülüyor. Siyasi iktidar, operasyon günü ‘paralel devlet’ iddiasını ortaya atarak bir yandan kara propagandaya başladı bir yandan da dosyayı savcı ve polislerin elinden almaya çabaladı.
Çok şükür, fezlekeler Meclis’e Celal Kara tarafından gönderilebildi ve dosyanın bakanlarla ilgili bölümü karartma operasyonundan kurtuldu.