Önce kullanıma açıp sonra iptal ettiğimiz “Mir kart” örneği gösterdi ki barış ve arabuluculuk konusundaki rolümüze rağmen, ateş topuna dönüşen süreci yönetmek giderek zorlaşacak.
Bir NATO üyesiyiz ve pek çok gerekçeyle yönümüz hala Batı’ya dönük.
Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde verdiğimiz mesajlar ve karelerle birlikte dünyanın da gündemi olan soruyu hatırlayalım.
Türkiye, çok kutuplu olacağı öngörülen yeni dünyada Rusya’nın etki alanında yer almayı mı tercih edecek?
Bu soruyu yeterince tartıştığımızı düşünen var mı bilmiyorum. Varsa da ciddiye almaya değmez doğrusu.
Mesela, Batı/NATO kendisiyle birlikte olanlardan geçmişe göre daha derin ve sarsılmaz bağlar isterken, nerede yer tutacağımız meselesi daha hayati hale gelmiyor mu?