İki büyük savaşın mağlubusunuz. Kritik karar mekanizmalarında adınız yok. Askeri açıdan baskı altındasınız.
Şimdi NATO’nun merkez aklı eliyle Rusya’ya karşı savaşmanız isteniyor. Dolaylı ya da dolaysız.
Muazzam ekonomik gücü ve birikmiş enerjisiyle Almanya yoluna böyle devam edebilir mi?
Çok farklı ve alternatif mecralardan bu süreci takip ediyorum.
Almanya’nın bu kıskaca boyun eğdiğine değil, tam aksine özellikle silahlanmak ve kendi önünü açmak için ölü taklidi yaptığına ihtimal verenler hayli fazla.
Bunun yeni bir dünya savaşının önünü açacağını düşünenler de.
Ukrayna’ya yönelik işgalin ilk günlerinden itibaren Türkiye’nin yeniden AB üyeliği talebini canlandırmasını bir de bu tabloda değerlendirelim.
Az önce aktardığımız tabloda, NATO’nun bu baskısından rahatsız olan sadece Almanya değil. Coğrafi olarak ifade edersek Kıta Avrupa’sının Rusya’ya doğru olan bölümünde ciddi huzursuzluklar var.
Türkiye’nin yeniden bir AB vizyonu şekillendirmesi, tam üyelik başlığı altında olsun olmasın, bu huzursuz alanla irtibatlarının güçlenmesi açısından değerli.
Sanıldığından çok daha değerli bir zemin ülkemiz açısından.