ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ
@zeynepguvenunlu
Herkesin başına gelen ama eninde sonunda geçen dertlerinize, çözüm olmasa da teselli bulmak için Alman felsefeci Wilhelm Schmid’in kitaplarını karıştırabilirsiniz.
İşte yine geldi Aralık ayı. Yeni bir yıla doğru geri sayarken muhasebe yapma zamanı. Diyelim ki muhasebeyi yaptınız, bu yıldan alacaklı çıktınız. Diyelim ki kendinizi yokladınız ve ‘mutsuzsunuz‘.
Wilhelm Schmid’le tanışmam, ‘Mutsuz Olmak / Bir Yüreklendirme’ adlı kitapla oldu. Adı ‘Mutsuz Olmak’ olan bir kitabın yüzümü güldürüp içimi açmasıysa tatlı bir sürprizdi.
Hani, bir derdiniz vardır ve çözümü de pek kolay yoldan bulunacak gibi değildir. Biri gelir, bilgelik dolu anlayışlı sözlerle, konunun kıyısından köşesinde dolanarak anlattıklarıyla kafanızı dağıtır.
Sizi ‘çocuk oyalar gibi’ oyalarken bol bol şefkat de gösterir. Sohbet bittiğinde, derdinizin birazını kabullenmiş, birazını üstünüzden atmış ama kesinlikle daha rahatlamış hissedersiniz kendinizi.
Wilhelm Schmid kitapları işte böyle, tatlı tatlı teselli ediyor okurunu. Biraz akılla, biraz mizahla, biraz farklı bakış açısıyla.
Mutsuz insan nasıl teselli edilir diye soruyorsanız hemen anlatayım. Önce ‘mutluluk‘ kavramını didik didik ediyor Schmid.
Mesela, ‘Mutluluk her zaman mutlu eder mi’ diye soruyor. ‘Birçoklarının gönül hoşluğunu aşkta aradığını’ söyledikten sonra muzipçe devam ediyor: “Aşkta mutluluk ha! Aşktan ne anladığınızdan neredeyse bağımsız olarak, insan hayatında daha istikrarlı mutsuzluk getiren başka bir alan var mı acaba?”
Aslında kitabın neredeyse tamamı alıntılanmayı hak eden zekice ifade edilmiş düşüncelerle dolu. Diğerlerinin hatrının kalacağını bile bile şu alıntıyla Mutluluk bahsini kapatayım:
“Gelecekler zamanlardan dönüp 21’inci yüzyılın ilk on yıllarına bakınca insanlar çok şaşıracaktır: Nasıl oluyordu da insanlar astronomik devlet borçlanmalarının ve çılgın mali krizlerin ortasında bu kadar fazla kişisel mutluklarıyla meşguldüler. Başka dertleri yok muydu? Lakin yüzlerini mutluluğa dönüyorlardı çünkü başka dertleri vardı. Olumlu düşünmekte ısrar ediyorlardı çünkü en azından bunun onlara yardımı olacağını umuyorlardı…”
Seks olmayınca
“Modern haz kültürü, günümüzde bireyleri cinselliğin her yerde ve her zaman erişilebilir olduğuna inandırmış olsa da, gerçekte seks nicedir pek çok insanın hayatından çekilip gitti. Günümüzde uzmanlar, her yaş ve her kesimi sarmış bir haz kaybı ve aseksüellik salgınından bahsediyor.”
Kitabın arka kapağındaki bu sözler, ‘Seks Olmayınca / Yeniden Başlama Sanatı’nın, cinselliği (varlığıyla ya da yokluğuyla) nasıl ele alacağının da habercisi gibi. Yani, kimse ‘mumları yakın, bir şişe şarap açın’ tarzında tavsiyeler beklemesin. Yine de, büyük sorulara bilgisi ve samimiyetiyle cevap bulmaya gayret ediyor Schmid. Erotik heyecan nerede başlar, nerede biter ve nasıl bulunur? Sekssiz bir hayat, kadın ve erkek için aynı şey midir? Seks öğrenilebilir mi?
Tanıl Bora: Hem hafif hem derin olduğu için seviyorum
Wilhelm Schmid sözünü kitaplarda söylemiş, ona yazdıklarını tekrar anlattırmak istemedim ama kitaplar hakkında biriyle konuşmak da istedim.
İletişim yayınlarından çıkan toplam 10 Schmid kitabını Almanca’dan çevirerek benim o çok sevdiğim ‘teselli dilini’ kuran Tanıl Bora’yı aradım. Neden sevdiniz bu kitapları, diye sordum.
“Hem hafif hem derin olduğu için” diye cevap verdi: “‘Yaşama sanatını’ temel felsefi mesele olarak alan bir felsefecinin, hayatın müşkülleri üzerine temaşası… En sevdiğim kitaplardan biri, zaten ilk okuduğum ve çevirdiğim, ‘Mutsuz Olmak’ mutluluğu bir zorunluluk, bir mutlak hedef olarak koyan zamane günlük hayat ideolojisinin hilafına, mutsuzluğun bir insan hali olduğunu ve onu (‘barışmak‘ demeyelim) tanımamız, kabul etmemiz, ‘hakkını vermemiz’ gerektiğini anlatır. ‘Karanlık tarafa‘ da bakan diyalektik diyebileceğimiz bakış, Schmid’in bütün kitaplarında var ve onu popüler ‘yaşama sanatı’ kitaplarının ana akımından ayırt ediyor.
Okuma zevkini bir yana bırakırsak sizce ‘faydalı‘ kitaplar mı soruma da şöyle karşılık verdi Bora: “Okuyan birçok tanıdığım, faydalandıklarını söylediler. Sanırım, müşküller karşısında stoik bir tavra ilham verebiliyor. Müşküller karşısında ‘insan halidir, dünya halidir’ metanetine katkısı olabilir, sevinç ve haz kaynaklarının kıymetini bilmeye meyil verebilir.“
Hemen işime yaradı!
‘Mutsuz Olmak’ın yanında ‘Dokunmanın Gücü’ ve ‘Hediye Vermek ve Hediye Almak Üzerine’ çevirmenin en sevdiği üçlü.
Kitaplar işe yarıyor mu diye sormuştum ya… Çevirmenin de önerisi o yönde olunca ‘Hediye Vermek ve Hediye Almak Üzerine’ kitabını alıp okumaya başladım. O kadar hoşuma gitti ki hemen sevdiğim birine hediye ettim.
Ne de olsa Aralık, yalnızca ‘muhasebe‘ değil, aynı zamanda ‘hediye alıp verme ayı’.