Ama Çankaya Sanat Merkezi’nin çok daha küçük binası içinde, elinde bir tabanca ve –tam bilmiyoruz ya- belki bir de yedek şarjör olan bir katili, elindeki bütün bilgilerle, sırlarla birlikte ‘etkisiz hale’ getirdi Soylu’nun yönetimindeki polis birimleri.
Eğer katil intihar etmediyse, eğer sağlam, ya da yaralı olarak yakalanabileceği, sorgulanabileceği halde çatışarak öldürüldüyse, bu da sabotaj gibidir.
Tıpkı suikast soruşturması gibi –zaten Soylu artık istifa duvarını çoktan aştı ama- bu da soruşturulmalıdır.
Eğer böyleyse, birilerinin acaba katilin vereceği bilgilerin istenmeyen kişilere, yerlere uzanabileceği endişesini mi taşıdığı, o yüzden mi katili ortadan kaldırdığı da soruşturulmalıdır.
Dün gece Rus diplomatın korunmaması bakımından, öldürülmesinin engellenememesi bakımından, katilin polis çıkması bakımından, Türkiye’yi uluslararası ilişkilerde düşürdüğü güvensiz ülke statüsü bakımından ve katilin yakalanıp bilgi alınması varken sırlarıyla ‘etkisiz hale getirilmesi’ bakımından, kısaca neresinden bakarsanız oradan bir utanç kaynağı oldu.