Dün gördük ki CHP, 7 Haziran seçimlerinde toplumda olumlu yankı bulan sosyal devlet çizgisindeki ekonomik vaatleri ile 7 Haziran sonrası AK Parti ile yürütülen koalisyon görüşmelerindeki ilkelerini 1 Kasım bildirgesinde birleştirmiş.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmeleri öncesinde Türkiye’nin beş önemli sorununu yönetişim ve adalet, ekonomi, dış politika, eğitim ve toplumsal uzlaşı olarak açıklamıştı.
Dün bu sonuncusunu, “Yani Kürt sorunu” olarak açıklayarak söyledi.
Dün itibariyla Meclis’teki dört parti arasında hem PKK’nın terör eylemlerini “amasız, fakatsız” kınayan, hem devletin yeniden güvenlik odaklı politikalara dönmesine karşı çıkan, hem de Kürt sorununa, kapalı kapılar ardında, gizli gündemlerle değil, Meclis çatısı altında siyasi çözüm bulunması gerektiğini bu açıklıkla söyleyebilen yalnızca CHP kalmış görünüyor.
Kılıçdaroğlu, “Biz Türkiye’nin kurucu partisiyiz” dedi, “Kürt sorununu biz çözeriz” iddiasında olması önemli.
…Bu seçimde de 7 Haziran’a benzer sonuç çıkarsa CHP bir sonraki hükümette yer almaya, yani koalisyon hükümeti kurmaya, iktidar olamasa da iktidarı paylaşmaya hazır görünüyor.