Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Polatlar davası, yalnızca bir suç soruşturması değil, aynı zamanda bir toplumun değer yargılarının nasıl sarsıldığını gösteriyor. Dilan Polat içeri girip çıktıktan sonra insanlar takım tutar gibi dava dosyasına bakmadan sorgulamadan fanatik bir taraftar oldu.
Karapara soruşturmasında Polat ailesi ve bağlantılı isimler gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı. Ailenin sahip olduğu şirketlere kayyum atandı. Soruşturma sürerken soruşturmayı yürüten savcı hakkında iddialar ortaya atıldı ve sonrasında tayini çıktı. Soruşturmaya başka bir savcı atandı, MASAK ve vergi inceleme raporları hazırlandı ancak iddianame mahkeme tarafından kabul edilmedi. Sonra üst mahkeme karar verdi ve itirazlar ile duruşmalar başladı. Duruşmalara ara verildiğinde dosyanın savcısı bir kez daha başka bir yere atandı.
Kayıt dışı paranın transfer edildiği soğuk cüzdanları yasal kripto şirketlerinde arayan, ön MASAK raporundaki bulguları görmezden gelen bir soruşturma süreci var. Gözlerinin önündeki maddi gerçeklere bakmadan, “Var olan duruma kara para dersek, tüm herkesi yargılamamız gerekir, o zaman yargı bunun altından kalkamaz” diye üstüne vazife olmayan konuda usul dışı bir görüş bildiren MASAK uzmanı olmayan müfettişlerin hazırladığı iki rapor ile de dava devam ediyor.