CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, seçim sürecinde medyanın adaylara adil davranmadığını belirterek, “Türk medyası sınıfta kaldı. Kimse kusura bakmasın, ‘Yalaka’ diyorum” dedi.
İnce İstanbul’da ulusal gazete, TV ve haber sitelerinin yayın yönetmenleriyle bir araya geldi.

Fotoğraf: Evrensel
‘Korkak iş dünyası, yanlı medyaya rağmen…’
Kısa açılış konuşmasını tamamen Türk medyasını eleştirmeye ayıran CHP adayı şunları söyledi: “Müthiş kalabalıklara sesleniyoruz. Taşıma yok, masraf yok, üç tane bez parçası ‘Muharrem İnce şu saatte şu meydanda’ diye. Olağanüstü dip dalgası var. Dünya medyasında manşet oluyoruz. Dünya bizi konuşuyor ama Türk medyası sınıfta kaldı. 48 günde 102 miting yaptık. Bir mitingimi başından sona veren birkaç TV var.”
Hakkındaki yalan haberlerden de yakınıp, “Bu bir dost sitemidir, en fazla medyanın haline üzülüyorum” diyen İnce, kendisinin cumhurbaşkanlığında gazetecilerin özgür olacağını söylerken ‘iş alemi’ne de dokundurdu: “Yanlı medyaya, korkak iş dünyasına, her şeye rağmen göreceksiniz bu seçimi alacağım.”
CHP adayı soru-yanıt bölümünde de medyaya eleştirilerini sürdürdü: “Şu anda da aklınıza ne takılıyorsa en açık biçimde sorun. Erdoğan’a soramayacağınızı biliyorum. Yandaş medya insana hata yaptırır. İkaz etmeli. Tehdit eden medya istemem. Ama yağcılık da istemem. Çünkü o bana kötülüktür. Hatalarımı bulup namusluca yazmalıdır. Beni ikaz etmeli hatalarımı engellemelidir. Gazeteciler canını okumalı siyasetçilerin. En ağır soruları sormalı. Medya sahipliği konusunda yasal düzenleme yapacağız, medyanın özgür olması için. Gazeteciler gazetecilik yapacak. Bir yandan ihale takipçiliği bir yandan gazetecilik olmaz. Gazeteci aileler olmalı.
‘Tetikçileri çağırmadık’
İnce, “Bu toplantıya akreditasyon uyguladınız… Davet edilmeyenler sosyal medyadan sitem ediyor, yorumunuz nedir?” sorusu üzerine de şunları söyledi: “Akit’i neden çağırayım? Onlar gazete mi? Erdoğan’ın avukatı ve tetikçisi… Aklıma onlar geldiği için Akit söylüyorum. Tetikçileri çağırmadık.”
İnce’nin yanıtları satır başlarıyla şöyle:
Beka meselesi
Türkiye’nin bugün bir beka sorunu varsa ülkeyi yönetenler def olup gitmeli. Hemen gitmeli. 16 yıl önce böyle bir sorun yoktu. Beka sorunu varsa (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan çözüm olamaz.
Demokratik cumhuriyet
Restorasyon süreci olacak. İki yıl süreceğini düşünüyorum. Geçmiş sistem 100 üzerinden 70’se bugünkü sistem beş.
‘Adil yargı yoksa orası toprak parçasıdır’
Hani askeriyede ‘Önce vatan’ yazıyor ya, doğru değil. Adil yargı yoksa orası toprak parçasıdır. Adalet, adalet, adalet.
Erdoğan’ı yargılama
Bana soruyorlar, “Erdoğan’ı yargılayacak mısın” diye.. Benim öyle bir şeyim yok. Cumhurbaşkanı olduğumda yargıya dosya verir misin, elbette veririm. Bana bilgiler yağacaktır. Bu bilgileri yargıya teslim ederim. Gerisi yargının işi. Herkese adalet lazım. Erdoğan’a da adalet lazım. Adil yargılanma hakkı olmalı herkesin.
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları
En kötü devlet bile kayıt tutar. Her şey bulunur. Hiç merak etmeyin. Masaya yatırılacak. Türkiye’nin sadece cesur savcılara ve namuslu hakimlere ihtiyacı var. Onu bulacağız.
Gezi eylemlerinde öldürülen gençlerin davaları
Gezi için de geçerli… Doıru dürüst bir yargı düzeni kuracağız. Berkin Elvan’ın, Abdullah Cömert’in, Ali İsmail Korkmaz’ın olayını çözebilmeniz için, 17-25 Aralık yolsuzluklarıyla hesaplaşmak için, ekonomiyi düzeltmek için işe önce yargıdan başlayacağız. Hukuk devleti olmadan demokrasi de olmaz ekonomi de olmaz.
‘Milli takım maçına bile 81 milyon sevinemiyor’
AKP’li insanlar, HDP’liler, ‘Bozkurt’ işareti yapanlar “Oyum senindir” diyorsa demek ki doğru yoldayım. Birleştirmek istiyorum çünkü. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Milli takım maçına bile 81 milyon sevinemiyor. Bu noktaya gelmişiz.
‘Tercihimiz Batı’
Bizim tercihimiz Batı. Görüştüğüm büyükelçilere tercihlerimizi değiştirmeye zorlamayın dedim. Seçilir seçilmez hemen Avrupa turu yapacağım. Avrupa Birliği (AB) bizden bir şeyler istiyor. Ama onlar istemese de milletimiz hak ettiği için yapmamız gerekenler var. AB olmasa da bunlar olmalı.
Menbiç hamlesi, Kandil’e operasyon
Kandil, Menbiç… Kandil sınırdan 140 kilometre içeride… Uzman isimlenle bu işi konuştum. Seçim öncesinde yapılan iş seçime yönelik bir iş. Kandil’e böyle bir planla girilebilmesi mümkün değil. Seçime yönelik göstermelik işlerden kaçınmak lazım.
Kabine
AKP’li namuslu insanlar yok mu? Var. Olmaz mı? MHP’li yok mu var? Bakanlar kurulunda onlar da olacak. Kabine yalnızca CHP’lilerden oluşmayacak.
‘Konuşma var ama balkonda değil’
(Cumhurbaşkanı seçilince) Balkon konuşması var ama balkondan değil. Her şeyin başladığı yerde, Birinci Meclis’in önünde yapacağım.
Seçim sonuçlarını nerde izleyecek?
Yalova’da oyumu kullanıp Ankara’ya gideceğim. Sizin bilmediğiniz bir yerden takip edeceğim. Seçim kuruluna yakın bir yerden olacağım.
Sandık güvenliği
Geçmiş seçimlere göre daha umutluyum. Bir kere ittifak var.
Akşener’in başkan yardımcılığı teklifi
(İYİ Parti cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in ‘Seçilince Muharrem İnce ve Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’na başkan yardımcılığı teklif edeceğim’ yönündeki demeci üzeirine) Elbette yardımcısı olurum, seve seve kabul ederim. Ben de seçilirsem aynı teklifi onlara yaparım. Kabul ederlerse de sevinirim.
Anketler
‘Muharrem İnce yüzde 19’ diyen ankete ne diyeyim. Güler geçerim, kayda değer bulmam. Bu tür anketleri ciddiye almıyorum.
Cumhurbaşkan-Meclis uyumu
Uzlaşmayla beş yılda çıkarılamayacak kanunları çıkardı Meclis. Bu uzlaşma kültürü yeniden uygulanabilir. Konsensüsle her şey halledilir. Bu deneyime sahibim. Meclis’te birçok konuyu böyle çözdük zamanında.
30 bin Suriyeli seçmen
Oylar çalınmadığı sürece önemli bir rakam değil.
‘İçişleri bakanını ciddiye almıyorum’
(İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Suruç’taki silahlı kavgadan İnce’yi sorumlu tutması) İçişleri bakanını ciddiye almıyorum. Erdoğan’a Bafra konuşması yapan birinin hangi yüzle, hangi vicdanla Erdoğan’ın yanında siyaset yaptığını anlamak imkansız. Muhatap bile almıyorum. Ben o kadar laf söylediğim birinin yanında çalışmam.
Apolet meselesi
Sözümün arkasındayım. Asla böyle bir paşa böyle bir şey yapamaz. AKP logosu altında rakip eleştirilirken Erdoğan’ı alkışlayamaz. Apoletlerini sökerim demek emekli ederim demektir.
Başörtüsü
Kızkardeşim tam 40 senedir başörtülü. Babamın iki gelini var, benim eşimin başı açık. Kardeşimin eşinin başı örtülü. Böyle bir sorunumuz yok. Bu sorunu Türkiye aşmıştır. İster kamuda, ister çarşı pazarda beni ilgilendirmiyor.
Din eğitimi
Bir baba evlatları arasında nasıl ayrım yapmazsa, cumhurbaşkanı da okullar arasında ayrım yapamaz. İmam hatipliler nasıl yetişiyorsa, fen liseliler de öyle yetişecek. İsteyene istediği kadar din eğitimi vereceğiz, istemeyene vermeyeceğiz. Bu kadar basit.
Cemevleri
Aleviler haksızlığa uğruyor. Mağdurlar. Camiye var cemevine yok. Statüsünü değiştireceğim. Adil olacak. Devlet inanç tanımı yapamaz, karışamaz. Aleviler, “Cemevleri ibadethane” diyorsa öyledir.
OHAL mağdurları
KHK’larla görevden alınmışlar hakkında dava açılanları bekleyeceğiz. Diğerlerini hemen göreve iade edeceğiz. Hem işten atacaksın, hem hakkında dava olmayacak. Kim olursa olsun muhafazakar, solcu.. Hakkında dava olmayanları hemen görevine iade edeceğiz.
Kamu ihaleleri
Kişiye özel bir uygulama olmayacak. İhale kanunu 186 kere ihale kanununu değiştirdiler. 186 kere kanun değişiyorsa belgeye gerek yok, orada hırsızlık var demektir. Şeffaflık ve rekabet getireceğiz.
İnce, yayın yönetmenleriyle sohbetinin ardından kameraların karşısına geçtiğinde de sözü medyaydı: “Bu seçimin sonunda 81 milyon kazanacak. Kaybeden anket şirketleri olacak ve ne yazık ki Türk medyası olacak. Bu seçimin sonucunda en özgür ve en mutlu kesim de Türk medyası olacak. Çünkü artık onlar özgür olacak. Talimatla manşet atılmayacak. TRT asla Muharrem İnce ‘nin borazanı olmayacak.”
CHP adayı sözlerini şöyle noktaladı: “Mutlu bir Türkiye, büyümüş bir Türkiye, bunu gerçekleştireceğiz. Bu değişim rüzgarını, sokakta, meydanlarda görüyorum.”