Hiç merak ettiniz mi: Acaba neden Kürdlere “Kürd kökenli vatandaşlar” denir? Başka bir ifadeyle, Kürd neden kökenlidir yahut Kürd’e yapıştırılan kökenin kökeni nedir?
Eskiden askere giden Kürdler, tüm Kürdlere yapıştırılan bir eklentiden çeşitli iltifatlarla haberdar olurlardı: “Kuyruklu Kürd.” Kuyruklu Kürd’den “Kürd kökenli vatandaş”a evrilmiş bir kimlik ile karşı karşıyayız.
Kürd’ün pat diye direkt Kürd olması ile kontrollü bir dolaylılıkla Kürd olabilmesi arasında elbette bir fark var: Kürd kökenli, başlangıçta Kürd olup başka bir şeye evrilmesi beklenen tabi/ bağımlı Kürd’ün adıdır.
Belki dikkatinizi çekmiştir: Kürdlerin kıyafeti, yemeği, dili hep “yöresel”dir. Türklerin kıyafeti, yemeği, dili ise “milli”dir. Yöre bir milli’liğe nispetle ortaya çıkan kısmiliğin adıdır. Kürdlerin Türkçesi yamuk, Türklerin Türkçesi ise düzgündür.
Duygusal, sadık, veya yanık sesli olmak, acı veya çiğköfte sevmek gibi Kürdlere atfedilen kimi sıfatlar hep Kürdlerin Türklerin aynasındaki görünümünden ibarettir. Kürdlerin aşırılık ve taşkınlığı kendilerini başkalarının mihengine vurmalarından ve paramparça olmalarındandır. Parçalarını toplayamamaları bundandır.
Evet, Kürdler azınlık olmak zorunda değil. Azınlık hâli bir kader değil, bir tercihin sonucudur. Başkasının sayısal çokluğu senin dilenci olmanı niye gerektirsin?
Bütün mahalle toplansa senin hürriyetini ve onurunu elinden alma hakkı kazanmış olur mu? Olmaz. Öyle de Kürdler azınlık olmaktan çıkıp özgür bir çoğunluk oluncaya kadar Kürdlerin eşitlik ve egemenlik mücadelesi devam edecektir.