Mersin’deki terör saldırısını Edirne’deki cezaevinden attığı tweet’le kınayan Demirtaş’a İçişleri Bakanı Soylu’dan tepki geldi.
Nedenini anlayan beri gelsin.
Kınamasa “Hadi kınasanıza!” diye hesap soruyorlar. Kınasa yine hesap soruluyor.
Geçen hafta ölüm yıldönümü olan Neşet Ertaş’ın “Sevsem öldürürler sevmesem öldüm” türküsündeki gibi bir durum.
İçişleri bakanının ardından Demirtaş’a yönelik bir tepki de PKK’den geldi. PKK açıklamasında isim verilmeden Demirtaş şu sözlerle eleştirildi:
“Kürt halkını ve değerlerini korumak için kendini feda edenlerin, hangi gerekçeyle olursa olsun düşman diliyle kınanması ancak sindirilmişlikle ifade edilebilir. Bu dili kullananlar halkın değerlerini temsil etmiyor.”
Kim kimle ittifak halinde gel de çık işin içinden.
HDP’nin kitleselleşmesi, Demirtaş’ın da Kürt siyasetinde başat aktör olması ve özellikle Z kuşağı Kürtlerin idolü haline gelmesi Kandil’i öfkelendiriyor.
Kandil ve İmralı’nın, Kürt siyasetinde tek belirleyici olması ve emir komuta yöntemiyle siyaseti dizayn etmesi eskisi gibi kolay olmuyor.
Henüz kat edilecek daha çok yol var kuşkusuz. Silahların gölgesinde siyaset yapmanın zorluğu bugünden yarına aşılacak bir mesele değil.