Demokrasinin vazgeçilmezlerinden seçme ve seçilme hakkını kullanmak için dün bir kez daha sandık başındaydık. Yerel seçim maratonundan çıkan sonuç Türk siyaseti açısından pek çok mesajı içeriyor. Öncelikli olarak seçmen iktidara “sarı kart”tan öte “kırmızı kart” göstermiştir. Cumhur İttifakı’nın büyük şehirlerdeki oylarının erimesinde, yıllar sonra kendi kalesi görülen yerlerde dahi kan kaybetmesinde ağır ekonomik krizin, emeklilerin, emekçilerin zorlu koşullar altında ezilmesinin payı büyük. Genel seçimlerde gösterilmeyen bu tepki yerelde sandığa yansımış durumda.
“Tek adam” rejiminde, haklar ve adalette yaşanan erozyona ve aynı zamanda gerici, karşıdevrim çabalarına alan açanlara karşı da Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet değerleri savunucularının net duruşu da sandık iradesinde ortaya konmuştur. Kazanan kim sorusunun yanıtı demokrasi ve umuttur!
Sonuçlar her il, ilçe genelinde elbette önümüzdeki günlerde ayrı ayrı değerlendirilecek. Ancak Özgür Özel liderliğindeki CHP’de, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş’la esen güçlü rüzgâr, 2028 seçimleri öncesinde siyaset arenasında yeni gelişmelerin habercisi olarak da yorumlanabilir.
İktidarın, doludizgin kamu gücünü arkasına alarak bakandan valiye Cumhur adaylarına destek kampanyalarına karşın CHP bu seçimlerden tarihi bir zaferle çıkmıştır. Ancak tartışmalı süreçlerden geçen CHP’de bu kazanımlarla birlikte artık sular durulur mu sorusunun yanıtı ise önümüzdeki günlerde saklı. Bu çerçevede gözler, “değişim” sloganıyla birlikte, parti içindeki küskünler cephesinin alacağı tutum gibi, kısa zamanda sahada etkisini gösteren Özel’in birlik ruhunu nasıl sürdüreceğinde. Sandık sonuçları tartışma yaratan “değişim” söyleminin seçmende karşılık bulduğunu gösteriyor. Aynı zamanda iktidarın aldığı yenilgiyle birlikte bundan böyle yeni anayasa, İstanbul Kanalı gibi sorunlu konularda oldubitti yapamayacağını da.