Cuma akşamı ABD’li yetkililerin yaptığı söylenen “Türkiye büyük bir fırsat kaçırdı,” ifadeleri doğruysa, medyamızın aksine Ankara’nın Brunson’ın Trump ve Pence için ne kadar kritik önemde olduğunu gayet iyi bildiği, papaz konusunu Türkiye’nin uzun süredir ABD gibi müttefiklerinden istediği ‘eşit ilişki’ kurmak için değerlendirdiği düşünülebilir. Örneğin, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da Haziran’da dile getirdiği “FBI’ın 20’den fazla eyalette FETÖ’cülere yönelik soruşturma başlatmak üzere olduğu” bilgisi hala askıda tutulurken Türkiye de Brunson meselesine eşit yavaşlıkta yaklaşıyor olabilir.
Trump’ın bağırıp çağırırken arka planda birer pazarlık yürüttüğünü, bunun yeni ‘Amerikan diplomasisi’ olduğunu, el yükseltmek için ağır tehditler savurduğunu, diğer ülkelerle serüvenlerinden dolayı artık biliyoruz. Bu açıdan Türkiye’yle hala pazarlık yapmaya çalıştığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama Almanya gibi AB ülkeleri ile dahi eşit ilişki yürütmeyi istemeyen, “ABD önce gelir” diyen Trump’ın, Türkiye ile, Türkiye’nin istediği eşit müttefik ilişkisini kurmaya hemen yanaşmayacağına da, elini yükseltmek için bu hafta olduğu gibi tehditlere yöneleceğine de emin olabiliriz.