CHP’nin en büyük örgütsel ve siyasal sorunu ise, bu partiye oy veren yurttaşların beklentileri ile parti yönetiminin siyaset tarzı ve ideolojik profili arasındaki mesafenin bir uçuruma dönüşmeye başlamasıdır. CHP kavga edilmesi gereken yerde uzlaşma aramaktadır. Öyle olduğu için de dayak yemektedir. Çünkü kavga başlamış durumda. O nedenle bugün uzlaşmaya değil, mücadele etmeye ihtiyaç var. Uzlaşma halkla sağlanmalı, muhafazakar ve merkez sağdaki seçmene güven verilmeye çalışılmalıdır.
Örneğin; CHP’nin de içinde yer aldığı toplumsal-kültürel havzanın bütün varlık gerekçelerine saldırılırken, biz imam hatipleri kuran partiyiz diyerek muhalefet yapmaya çalışmak, yenilgiyi kabul etmek demektir.Aynı şekilde, dünyada neo-liberal politikalar iflas etmiş ve kapitalist dünyada Keynesyen politikalara geri dönüş arayışları sürerken, örneğin Batılı sosyal demokrat partiler (İngiliz İşçi Partisi gibi) artık açıkça kamulaştırmayı savunurken, “gerekirse özelleştirme de yapılır” diyen bir muhalefet, bugünün dünyasında sol da olamaz, halkçı da…