Türkiye topraklarında bayrağın yarıya indirilmesi infiale yol açarken… Ne ironidir ki bir gün sonra, Musul’daki Türk toprakları sayılan konsoloslukta bayrak tamamen indirilince suspus olunuyor. Anlaşılan Yüce Türkiye devleti, kırmızı fularlı kızları, yayıncıları, tek bir sabıkası olmayan yurttaşları, Gülencileri, Kürtleri, Alevileri “terörist” ilan etmedeki maharetini El Kaideciler için gösterememişti!
Gösterseydi, Reyhanlı davasının 115 sayfasında bir kere “El Kaide” adı geçerdi. İçişleri eski Bakanı Muammer Güler, El Kaide’yi aklamaz, hükümetin diğer şahinleri suçu “Suriye rejimi”nde bulmazdı. Sınırda yakalanan şüpheli İHH araçları sahiplenilmezdi.
Şimdi konsolosluk görevlilerimiz IŞİD’in elinde rehin. TC 5 milyon dolar vermezse her gün bir TIR şoförünü öldüreceklerini söylüyor. “Böyyük” devletimiz için para elbet sorun olmaz. Zaten kaçak petrol satın alarak, ülkede İslamcı militanların yuvalanmasına ve serbestçe hareket etmelerine olanak verip beslemiyorlar mı? Asıl sorun, başka ne tavizlerin verileceği.
Velhasıl, kış kapımızda… Çatışmalar, insan kaçırmalar, saldırılar, tehditler, kafa kesmeler, tecavüzler, can havliyle kaçan mülteciler ve tüm bunlardan doğan ekonomik ve sosyal sıkıntılar belki on yıllarca sürecek.
Bunu görmemek için ya aptal olmak ya da başka bir amaç gütmek lazım.
Soru şu: Türkiye’yi yönetenler, herkes için facia anlamına gelecek “kış”ı uzak tutabilecek güç ve beceriye sahip mi? Yoksa “Ne de olsa Sünni kardeşlerimiz bizi kesmez, yeter ki biz iktidar olalım, işimize bakalım” düşüncesi mi hakim?