Şimdi de Radikal “kâğıda veda etti” deniyor. Ancak “online platform”a taşınan Radikal’in, bildiğimiz içerikten uzak olacağı ortada.
Her ne kadar küçülse, yayın çizgisini yumuşatsa ve format değiştirerek sonunu hazırlasa da Radikal her şeye rağmen “alternatif yayın” kimliğini korumak için direndi.
Siyaseten Radikal’in son yıllardaki duruşuna burun kıvırmak kolay. Kaç ana akım gazete Gezi olaylarını Radikal gibi manşete taşıyabildi ve fikri takip yapabildi? Kaçı, arkeolojiden kentsel dönüşüme, hukuk skandallarından çevre talanına, Türkiye gündemine oturan “ilk”lere imza atabildi? Magazine bayılan ana akım gazetelerden kaçı kültür ve sanat haberlerinin hakkını verebildi?
Kendimizi kandırmayalım: Evet, dünyada basılı yayınlar zorda, bazıları dijitale geçiyor. Ancak R. Murdoch’ın söylediği “Content is king” yani “İçerik kraldır” kuralı değişmedi.
Gazete tirajları ve reklamda genel anlamda düşüş yaşansa da 2013’te dünyada gazete tirajları bir önceki yıla göre yüzde 2 arttı. Pek çok gazete, kâğıttan tamamen vazgeçmektense internetteki varlığını, içeriğini çeşitlendirmenin yollarını aradı.
Kısacası, Radikal yaşatılmak istenseydi en başta içeriğine sahip çıkılır, havuz malzemesi yapılmazdı.
Kusura bakmayın ama içi boşaltılan, ajans haberleriyle kotarılan bir ‘dijital Radikal’, ancak Radika olur!