Erdoğan, “Kendilerine aydın, gazeteci diyen güruhun hainlik peşinde koştuğunu izliyoruz” dedi.
Nasıl bir ‘hain ölçer’ kullanıyor bilemiyorum tabii ama eminim o ‘güruhun’ elindeki ‘hain ölçer’ de başka birilerini işaret ediyordur.
İşin bu kısmı o kadar önemli değil.
Bu memleket zaten ‘hain’ nüfusu açısından çok zengin, hatta diyebilirim ki dünyanın hain nüfusuna en çok sahip ülkesiyiz!
Siyasetçilerin sözlerine, yazarların fikirlerine bakarsak, uzak ara hainlik şampiyonu çıkabiliriz. Cumhurbaşkanı, kendince bir hain tanımlaması yaptıktan sonra muhtarlara görev de verdi.
Böylece askeri darbe dönemlerinin ‘sayın muhbir vatandaş’ dönemini yeniden açıyor, kendi yaptığı tanıma uygun olarak muhtarlara bir tür ‘fişleme ve ihbar’ görevi veriyor.
Artık bu görevi de herkes kendi bildiği gibi yerine getirecek herhalde. Kimisi liste tutacak, kimisi belki de kapılara işaret koymakla yetinecek.
Böylece bir hukuk devletinde, savcıya, mahkemeye ihtiyaç duyulmadan, herkesin kendi keyfine göre bir hain listesi olacak.
Arkasından da Hitlervari bir ‘uzun bıçaklar gecesi’ gelir mi, onu da bekleyip hep birlikte göreceğiz!