Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı, Mr. White’a benzetiyorum.
Adam ısrarla Mr. White olduğunu söylüyor ama herkes ondan Stiller olduğunu kabul edip, öyle davranmasını bekliyor.
Erbaş’tan Anıtkabir’e gitmesini, Atatürk ruhuna Fatiha okumasını filan beklemeyin. O öyle birisi değil. Cibilliyetinin gerektirdiğini yapıyor, hepsi bu.
Açıkça söylemeye cesaret edemese de kalbinde Dürrizade sevgisiyle yaşıyor, kim bilir belki de kendisini Dürrizade’nin koltuğunda oturuyor bile zannediyordur.
Memleketimizin Siyasal İslamcılarının, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasındaki rolleri nedeniyle “düşman gözüyle” baktıkları bir sır değil.
Bugün iktidarda bulunan kadro da ilk siyasal bilinçlenmelerini bu duygular içinde yaşadı.
İdeolojik müktesebatları, biraz da yalanlarla beslenmiş bu düşmanlıkla malul.
Kurtuluş Savaşı’na elbette itiraz edemiyorlar ama ideolojik körlükleri, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının o savaştaki rollerini görmelerine engel.
O savaş kazanılmasaydı, belki de imam değil papaz olacaklardı, kim bilir belki de tellak olup, Galatasaray Hamamı’nda kese atıyor bile olabilirlerdi. Bunu bilemeyiz.
Damat Ferid hükümetinin Şeyhülislamı Dürrizade Abdullah ile kan kardeşi bunlar. Cibilliyetleri öyle şekillenmiş.