AKP, cumhurbaşkanlığı sisteminin anlatıldığı 18 maddelik bir kılavuz hazırladı.
Kılavuz, TBMM Komisyonu’nda görüşülmekte olan Anayasa değişikliği önergesiyle ilgili olarak tabanın bilgilendirilmesini amaçlıyor.
Şöyle bir bölümü var: Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde parlamento daha güçlüdür. Parlamentonun koyduğu kanunlar çerçevesinde icrai görev yapabilen, parlamentonun onayladığı bütçe ile sınırlı olarak halka hizmet eden, seçimle gelip seçimle gidecek olan cumhurbaşkanının ‘diktatör’ olacağını iddia etmenin mantıki hiçbir izahı yoktur.
Acaba öyle mi dersiniz?
Cumhurbaşkanı, “yürütme alanına giren” her işi, kararnameler ile düzenleyebilecek.
Yeni bakanlıklar kurup, istediğini kapatabilir. İlleri birleştirebilir, yeni iller yaratabilir, bölgesel yönetim birimleri bile oluşturabilir.
Bütün bunlar olup biterken Meclis’e düşen tek şey, bir kenarda oturup seyretmektir.
Meclis, bütçe aracılığıyla cumhurbaşkanını denetleyemez, çünkü Meclis, cumhurbaşkanının hazırladığı bütçeyi kabul etmezse bir önceki yılın bütçesi değer artış oranıyla yürür gider.
Bizim bütçe kanunlarımızda Maliye Bakanı’na “yeni tertip, gelir ve finansman kodları açılması” yetkisi verilir. Maliye Bakanı, gerekli görürse, genel bütçe içindeki ödenekleri başka fasıllara da aktarabilir.
Yani Cumhurbaşkanı isterse ödenekleri istediği gibi aktararak, Meclis’in iradesinden bağımsız bir bütçeyle işleri yürütebilir.
Elbette bunun sonunda “diktatör” olmak kaçınılmaz bir son değildir ama bu önerilen sistemde Meclis’in iradesinin üzerine çıkması mümkündür.