“İlk görüşte aşk” diye bir şeye inanır mısınız, bilemiyorum.
Ama inananların sayısı, inanmayanlardan çok olmalı ki bu temel prensip üzerine yapılmış filmleri, dizileri milyonlar seyrediyor, şarkıları ezberleniyor, romanları okunuyor.
Ben kişisel olarak buna inanmam.
“İlk görüşte” hissettiğimiz şey, aşk değil bir “cinsel çekim” olsa gerek diye düşünürüm.
Aşk, bir süreç işidir çünkü, yoldan geçerken pat diye insanın kafasına düşmez.
Cinsel çekim derken salt cinsellikten söz etmediğimi de bilmenizi isterim.
Bir erkeğin ya da kadının, birisine karşı neden çekim hissettiğini tam olarak açıklamak zor.
İnsanlara sorsak, belki de sorduğumuz insan sayısı kadar değişik yanıt alabileceğimiz bir soru bu.
Kimi için kaş-göz, kimisi için boy bos, kimisi için zekâ-akıl, kimisi için meslek-şöhret vs olabilir bu çekimin nedeni.
Diyelim ki “kaş-göz” diyenler en büyük grubu oluştursun, onların içinde de yüzlerce alt küme bulabiliriz.
Süreç bu çekimden sonra başlar.