Geçen gün de Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cizre’ye gitmek istedi. Cizre Emniyet Müdürü, Kamalak’ın güvenliğini sağlayamayacağını, can güvenliklerini tehlikeye atmamak için de yanına koruma veremeyeceğini söylüyor.
Kamalak, sorumluluğu kendi üzerine alan bir yazı imzalayınca, Cizre’ye girmesine izin veriliyor. Cizre de Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer alıyor. İçsavaşın sürdüğü Suriye’de ya da parçalanmış, kimin hangi bölgeyi kontrol etmediği tam olarak belli olmayan Irak’ta değil.
Ama kente gidecek bir siyasi parti genel başkanının can güvenliği taahhüt edilemiyor, ancak sorumluluğu kendi üstüne alırsa kente girebiliyor.
Örneklerin sayısını o kadar çok arttırabilirim ki bu köşeyi doldurmaya yeter. Bu ülkeyi 13 yıldır AKP hükümetleri yönetti.
Ve geldiğimiz noktada ülkenin bir bölümünü yeniden ele geçirmek için askeri operasyon gerekiyor, memleketin bazı kentlerine polis yardımıyla bile girmek mesele oluyor.
Şimdi Başbakan’ın konuşmalarına bakıyorum, AKP sözcülerinin açıklamalarını dinliyorum, anlıyorum ki 1 Kasım’da tek başlarına iktidar olabilirlerse memlekete huzur gelecek, her kente rahatça girip çıkılacak, ayrılıkçı terör sona erecek vs. İyi de 13 yıldır aklınız neredeydi? Başka bir ülkede mi yaşıyordunuz? Başka bir ülkenin mi hükümetiydiniz?