Doğum gününü de kutlama, o da seküler miladi takvime göre..
Mesele bu galiba..
Miladi takvimin seküler olması.. Yılbaşının da seküler takvimin ürünü sayılması..
Hicri takvime geçelim diyeceğim ama!.
Geç geçebiliyorsan.. Kabul ettir, ettirebiliyorsan..
Aslında yapılmak istenen şu; yılbaşı kutlaması hedef alınarak topluma şekil vermek, yaşam tarzı dikte ettirmek..
Bırakın isteyen istediğini yapsın!..
Toplumu bir de ‘yeni yılı kutlayanlar, kutlamayanlar’ ayrımına itelemeyin.
Bu yazıyı dün yazmadım.. Geçen yıl 31 Aralık günü yazdım.. 1 Ocak’ta yayınlandı.. Aradan 365 gün geçti.. Değişen bir şey var mı?
Yok..
Yine okullara yazılar gönderildi.. Yine yeni yıla girişin kutlanmaması istendi..
Yine her şey geçen yılkı gibi..
Yine her şey aynı..
Tartışmalarımız, çekişmelerimiz, kavgalarımız..
2017’den umutlu musun; diye sorarsanız..
Yalan söyleyecek halim yok; değilim!..