Daha önceleri, “hayal ettiğimiz” Türkiye’ye nasıl ulaşırız diye çabalayıp duruyorduk.
Birçok insan gibi benim de hayatım hep bu sorunun etrafında şekillendi.
Epeydir soru değişti…
Artık neden “hayal ettiğimiz” Türkiye’nin çok uzağına düştüğümüzü araştırıyoruz?
Tabii ki bu sorunun cevabı, Türkiye’nin sosyal yapısının teşrih masasına yatırılmasında gizli.
Nüfus arttı ve ağır zafiyetler baş edilemez toplumsal yaralara dönüştü.
Sosyal yapının analizi bunu göstermekte.
Bundan sonra ne olur?
Bu sorunun cevabını kesin olarak bilebilecek biri olduğunu sanmıyorum.
Siyasi kavgaların ardında saklı duran bu ürkütücü toplumsal tablo, büyük bir atılım programıyla düzeltilmeden ümitli bir cevap vermenin zor olduğunu biliyorum yalnızca.