Norveç, çocuklarını zararlı gıdalardan korumak için uğraşıyor… Ülke gündeminin başlıca maddelerinden biri bu.
Bizde ise gündemin en önemli maddelerinden biri 8 yaşındaki bir çocuğun öldürülmesi.
Narin’i aile ortamında boğarak öldürdüler…
Aradan bir ay geçti katili veya katilleri devlet hala bulmadı…
Yirmi haneli bir köyde bir çocuğun katili nasıl bir ay boyunca bulunamaz?
Büyük bir çoğunluk, katilin bulunmasının istenmediğini düşünüyor… İşin uzamasını böyle açıklıyor.
Bir toplum, kendi devletinin yetkililerinin niyetlerinden kuşkulanmaya başladığında orada büyük bir sorun var demektir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün çabalarını, Norveç ve Sağlık Bakanı Jan Christian Vestre’nin derhal radikal bir düzenlemeye gitmesini, tasarısını savunurken “hepsi çocuklarımızın iyiliği içindir” demesini izlediğinizde kaçınılmaz olarak kendi ülkenizle Norveç’i kıyaslıyorsunuz.
Onlar, çocuklarını “aşırı tuzlu ve yağlı yiyeceklerden” korumaya çalışırken biz çocuklarımızı saldırganlardan ve katillerden koruyamıyoruz.
Küçücük bir köyde katili bulamıyoruz… Gerçekleri ortaya çıkaramıyoruz.
Bizim çocuklarımız Norveçli çocuklar kadar kıymetli değil mi?
Norveçliler çocuklarını bizden daha mı çok seviyorlar?
Elbette bizim çocuklarımız da Norveçli çocuklar kadar kıymetli…
Elbette biz de çocuklarımızı Norveçliler kadar seviyoruz.
Çocuk konusunda aramızda bir fark yok.
Fark, bu ülkeleri yönetenler arasında.
Oradaki yöneticiler çocukları korumak için çırpınıyor, buradaki yöneticiler ise iktidarlarını korumak için çırpınmakta.