Bir süre önce Başkan Erdoğan, CHP-İşBankası ilişkisini gündemegetirdi ve CHP’nin bankaüzerindeki etkisine dikkatçekti. CHP de buna bankayönetiminde görev alan isimlerinsadece temsil göreviyaptıklarını ve aktif partiliolmadıklarını dile getirerekcevap verdi.
Şimdi CHP, banka yönetiminde görev alan Müslüm Sarı‘yı Parti Meclisi üyesi yaparak hem parti-banka ilişkisini netleştirdi hem de kendi eliyle iddiasını çürüttü.
Şu soruların cevabı merek ediliyor; elindeki tek kuruma parti meclisi üyesini yerleştirmekte sakınca görmeyen CHP, bürokrasiyi yandaşlıkla suçlayabilir mi? Ve CHP bu tavrıyla ekonomiye siyaseti karıştırarak Atatürk’ün mirasına asıl ihanet eden olmaz mı?