Bugün Türkiye’de ve KKTC’de resmi söylem, son 50 yılı çatışmaların ve ölümlerin olmadığı, barışın hakim olduğu bir dönem olarak tanımlarken, Rum-Yunan tarafı ve genelde dünya ise “işgal” olarak tanımlıyor.
Bugünkü törenler, kutlamalar bitecek ve birkaç gün sonra ada yine kendi gerçeğini yaşamaya devam edecek. Peki, o gerçek ne? Çözüm ne? Kıbrıslıtürkler geride kalan 50 yılı ve gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorlar?
Gazeteci Hüseyin Yalyalı’ya göre, 20 Temmuz 1974 askeri harekatının anıldığı, kutlandığı törenlere dair Kıbrıslıtürkler arasında farklı düşünceler olsa da, ilgi her geçen yıl biraz daha azalıyor.
Bugün belki de adanın kuzeyindeki en ortak duygu; “Türk Lirası kullanmaktan kaynaklanan ve Türkiye’deki ekonomik krizi daha ağır yaşayanların ekonomideki kötü gidişattan duydukları rahatsızlık.
Ekonomideki kötü gidişatın dışında, Türkiye yönetiminin, aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimler dahil KKTC’deki her alana yönelik direkt müdahale ve baskısı bugüne kadar müdahaleye sıcak bakan kesimlerin bile 50 yıl sonra ‘Biz bunun için mi mücadele ettik’ söylemiyle tepki koymasına neden oluyor.
Kıbrıslıtürklerin bir siyasal partinin başkanının bile Erdoğan tarafından belirlenmesine yönelik ortaklaşan tepkisi her geçen gün artıyor.”