Faşizm koşullarında “teslimiyet” ve daha beterine kapı aralamak, dilde teslimiyetle başlıyor. Muktedirin sözcükleri ile, onun cümleleri ile konuşmaya başladığınızda, onun dışladıklarını dışlamaya da başlıyor, onun “terörist”, “vatan haini” damgasını yapıştırdıklarına siz de aynı gözle bakmaya başlıyorsunuz.
Faşizme ya da hegemonyaya karşı mücadele öncelikle onun dilini reddederek başlıyor. O dile teslim olduğunuzda itiraz da edemez oluyorsunuz. Oysa itiraz etmek, cesaretle doğruyu söylemek, boğucu havayı dağıtmanın tek yolu…
Korku ve tedirginlikle yaşamayı kabullendiğinizde, daha fazla korkar oluyorsunuz. Nazım’ın da dediği gibi, tavşan korktuğu için kaçmıyor, kaçtığı için korkuyor!