Antalya’nın Konyaaltı sahilinde kıyı erozyonu nedeniyle, 10 ayda yaklaşık 1.4 futbol sahası büyüklüğünde başka deyişle 1 hektar alan yok oldu.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Dipova’nın çalışması, yedi buçuk kilometre uzunluğundaki sahilin kıyı erozyonuyla hızla yok olduğunu ortaya koydu.
Dipova’nın, farklı tarihlere ait topoğrafik ölçümleri ve uydu görüntülerini karşılaştırarak hazırladığı raporda, kıyı çizgisindeki gerilemenin 19 metreye ulaştığı vurgulandı. Dipova, “Erozyon bekleniyordu, ancak bu kadar kısa sürede bu büyüklükteki erozyon beni bile çok şaşırttı” dedi.

Erozyonun nedeni olarak bölgedeki kum ve taş ocaklarına vurgu yapılırken, Boğaçayı rekreasyon çalışmasının da süreci hızlandırdığı savunulan raporda şu tespitlere yer verildi: “Sahilin kum-çakıl ihtiyacı uzun yıllar şehir merkezine en yakın olan Boğaçay yatağından karşılanmıştır. 1934’ten 2016 yılına kadarki sürede sahilde yaşanan erozyonla ortalama 50 metre gerileme ölçülmüştür. Boğaçay rekreasyon alanı projesinin uygulanmasından sonraki 10 aylık dönemde ise Konyaaltı Sahili boyunca 9 bin 748 metrekare kumsal alan kaybedilmiştir. Kıyı çizgisinde en fazla gerileme 19 metre olarak ölçülmüştür.”
‘Telafisi zor kayıplar’
Maxar Technologies uydu görüntü arşivinde bulunan, 5 Ekim 2018 tarihli görüntüyle 19 Ağustos 2019 tarihli görüntü karşılaştırılıp Konyaaltı sahilinin bu sürede ne kadar değiştiğinin araştırıldığı belirtilen raporda, ayrıca, şu ifadelere yer verildi: “Antalya’nın simge değeri olan bu kumsalda kıyı erozyonu önlem alınmazsa birkaç yıl içinde dramatik sonuçlar doğuracaktır. Turistik amaçla kullanılan kumsalın azalması ve kumsal gerisindeki kentsel altyapının zarar görmesi, Antalya ekonomisi için telafisi zor kayıplar olacaktır.”

‘Kum-çakıl malzeme ocağı işletilmesi kesinlikle gündeme getirilmemeli’
Raporda, kumsalı beslemesi gereken çay sedimanı kıyıya ulaşamadığı sürece kumsal kaybının devam edeceği belirtilerek, çay yatağında tekrar kum-çakıl malzeme ocağı işletilmesi kesinlikle gündeme getirilmemesi gerektiğini savunuldu. Dipova, önlem konusunda mahmuzların çözüm olmayacağının da altını çizdi.