Soma İlçesi Yırca köyünde termik santral uğruna acele kamulaştırma süreci bitmeden zeytin ağaçlarına kıyıma girişen Kolin Şirketler Grubu’nun güvenlik görevlileri tarafından kendi arazileri üzerinde darp edilerek kelepçelenen köylüler isyan etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nde ne zamandan beri hak aramak suç oldu? Suç mu işledik hakkımızı aradığımız için?”

Fotoğraflar: DHA
DHA’dan Serkan Özdemir’e konuşan köylüler dün sabaha karşı Kolin Grubu’nun güvenlik görevlileri tarafından nasıl dövüldüklerini anlattı.
Copla, sopayla dövülmüşler
Dün darp edilen köylülerden 55 yaşındaki Ramiz Uyan, sabah baskınını “Kepçeler geldi. İçeriye girdiğimizde 8-10 tane bekçi üzerimize çullanıp bizleri yatırdı. Coplarla, sopalarla dövdüler bizi. Kestirmemek için kepçelerin önüne geçtik. Ellerimize kelepçe vurdular. Biz ne kadar kelepçe vursalar da dövseler de bu zeytinlerimize sahip çıkacağız” diye anlattı.
Kolin Grubu’nun güvenlik yetkilileri tarafından dövülen köylülerden 66 yaşındaki Mustafa Sezer, yaşadıklarını “Biri arkamdan çelme taktı, dördü üstüme çöktü” diye anlattı.
‘Kolin’in ihtiyacı varsa ben toplamayayım zeytini’
Şirketin etrafını tel örgüyle çevirdiği zeytinliklerine kamulaştırmaya karşı dava açtıkları için giremediklerini söyleyen Sezer, şöyle devam etti: “Mahkemeye verdiğimiz için zeytinlerimi toplayamayacakmışım ben. Yani burada öyle bir şey yapıyorlar ki, mecbur bırakıyorlar. İlla teli keseyim de mi gireyim? Neden giremiyorum. Daha zeytinim yerinde duruyor. Hasat zamanı geldi. İçeride 30-40 bin liralık zeytinim var. Onların ihtiyacı varsa bırakayım ben toplamayayım.”
‘Canıma kıyarım’
“Ben hasadımı yapacağım. Ama burada neden toplayamıyorum dediğim zaman sen mahkemeye vermişsin diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde ne zamandan beri hak aramak suç oldu? Suç mu işledik hakkımızı aradığımız için. Dövülenlerden biri de benim. Biri arkamdan çelme taktı, dördü üstüme çöktü” diyen Sezer, zeytinini toplamasına izin vermezlerse canına kıyacağını da söyledi.
Biri ‘Dur’ desin şunlara!
52 yaşındaki Hamide Akın da kendi ağaçlarının üstündeki mahsüllerini bile toplayamamaktan yakındı: “Bize sahip çıkacak kimse yok mu? Geçirmiyorlar bizi, kendi zeytinlerimizi toplayamıyoruz. Artık canımıza yetti. Bizi niye böyle mağdur durumda bırakıyorlar? Hiç mi vicdanları yok? Kim duyacaksa bizi duysun. ‘Dur’ desinler şuna. Kesmesinler zeytinlerimizi. Zeytinlerimizi istiyoruz biz. İstemiyoruz santral.”
Ezip geçiyorlar, ne yaptık biz?
Zeytinliklerine giremediklerini doğrulayan Yırcalı 51 yaşındaki Ayşe Ürüncü, “Biz zeytinciyiz, tütüncüyüz, ekinciyiz. Nerede bizim Başbakanımız? Nerede cumhurbaşkanımız? Direkt gelip gasp ediyorlar. Milletin ellerini kelepçeliyorlar, atıyorlar. 25 kişi sırf mahkemeye verdi diye zeytinleri çevreledikleri tel örgünün içine sokmuyorlar” diye konuşku.
Bir başka köylü Firdevs Ünlü ise, “Biz köylüysek, biz buralarda sürünmeyi hak ediyor muyuz? Hak etmiyoruz. Bizim üstümüzden, ezip geçiyorlar. Ne yaptık biz?” dedi.
Kolin çalışanları sivil jandarmaymış
Yırca’ya köylülere destek olmak için giden ve köylülerle birlikte dövülen Greenpeace üyesi Olcay Bingöl, darp edildikleri esnada görüntü almaya çalıştıklarını, ancak şirketin görevlilerinin kayıtlarını sildiğini söyledi.
Bingöl şöyle konuştu: “Biz girdiğimiz andan itibaren mümkün olduğunca görüntü almaya çalıştık. Çünkü bu görüntüleri biz aslında, bize yapılanları belgeleyecek, sesimizi duyuracak, orada bizim şahit olduğumuz her şeyi Türkiye’de topluma duyuracak, insanları harekete geçirebilecek bir malzeme olarak görüyoruz. Yaptıkları hukuksuzluğu saklamak isteyen Kolin çalışanları ise, bizim bu görüntüleri almamızı engellemeye çalıştılar. Başta güvenlik görevlileri olmak üzere, arkadaşlarımızın video çekimi yapan kameralarına ve telefonlarına el koydular, sildiler.”
Kendilerini sivil jandarma diye tanıtan Kolin çalışanlarının köylülerin ellerinden telefonlarını alarak, görüntüleri sildiklerini söyleyen Bingöl, “Jandarmaya bu durumu da bildirdik” diye konuştu.